Previous Page  151 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 151 / 473 Next Page
Page Background

Hapishane İdarelerinin Yetkileri ve Hapsedilen Haklarının Sınırı

150

kısıtlanabileceğine karar vermiştir.

32

Yüksek Mahkeme 1960’lardan iti-

baren konuyu çeşitli haklar açısından tartışmıştır.

33

Günümüzde eşit yurttaşlık fikrinin gereği olarak bu kişilerin te-

mel hak ve özgürlüklerden yararlanmada eşit bir hukuki özne olduğu

kabul edilmektedir. Ancak, cezalandırmanın bir parçası olan özgür-

lüğe yönelik sınırlandırmalarının değerlendirilmesinde, yani bu sı-

nırlandırmanın ölçülü, hakkın özüne dokunmayan ve demokratik bir

toplumda gerekli olup olmadığı incelenirken bu kişilerin ve cezalan-

dırmanın özgül durumu dikkate alınabilecektir. Bu durum askerlik

statüsüne bağlı olarak yapılan sınırlandırmaların herhangi bir sivi-

linkinden farklı olabileceğine ilişkin AİHM’in bazı kararlarında

34

ve

32

Palmer, Constitutional…, s. 394 vd.

33

Örneğin ifade özgürlüğüyle ilgili 1974 yılında verdiği Procunier v. Martinez (416

U.S. 396) kararında Yüksek Mahkeme hükümlülerin mektuplarının rutin ola-

rak denetlenmesinin Anayasaya aykırı olduğuna karar vermiş, aynı yıl bu defa

cezaevlerinde disiplin yaptırımları konusunda belli kriterler geliştiren Wolff v.

McDonnell (418 U.S. 539) kararına imza atmıştır.

34

Bunun tipik örneği olan Kalaç v. Türkiye kararında (20704/92, 1.7.1997) AİHM,

askerlerin din özgürlüğü bakımından farklı bir disipliner sisteme tabi tutulabile-

ceği gerekçesiyle bir askerin dini hareketleri nedeniyle ihraç edilmesinin Sözleş-

meyi ihlal etmediğine karar vermiştir. Mahkemenin belli koşullarda askeri per-

sonelin sivillerden daha farklı biçimde sınırlandırılabileceğini kabul ettiği başka

kararları da bulunmaktadır. (Engel vd. v. Hollanda, 5100/71-5101/71- 5102/71-

5354/72-5370/72,8.6.1976, §§ 73 ve 103; Larissis vd. v. Yunanistan, 24.2.1998, §§ 50

ve 51; Hadjianastassiou v. Yunanistan, 16.12.1992, §§ 39 ve 46 ve Pasko v. Rusya,

69519/01, § 86, 22.10.2009). Buna karşılık Mahkeme her başvuruda bu müdahale-

nin ölçülü olup olmadığı konusunda değerlendirme yapmakta ve askerlerle ilgili

olsa da ihlal kararı verebilmektedir. Bu konuda eski tarihli sayılabilecek kararda

mahkeme asker,i hiyerarşide üstünde yer alan bir kişiye yazdığı mektupta aske-

riyeye ilişkin iddiaları nedeniyle disiplin ve ceza yaptırımına maruz kalmasının

ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar vermiş ve kararda askerlik statüsünün ifade

özgürlüğünün bu şekilde sınırlandırılması bakımındanmeşru kabul edilmeyeceği-

ne karar vermiştir. (Grigoriades v. Yunanistan, 121/1996/740/939, 25.11.1997) Bir

başka kararda mahkeme, kadın askerlere izin verilirken erkek askere babalık izni

verilmemesini ayrımcılık olarak değerlendirmiş (Konstantin Markin/Rusya [BD]

– 30078/06, 22.3.2012); emekli bir asker olmasına rağmen başvurucunun seyahat

özgürlüğünün kısıtlanmasının Sözleşmenin 4.

No.lu

protokolünün 2. Maddesini

ihlal ettiğine karar vermiştir. (Soltysyak v. Rusyakararı, 4663/05, 10.02.2011) Buna

karşılık dini nedenlerle askerlik yapmayı reddeden Feti Demirtaş’ın başvurusun-

da (5260/07, 17.1.2012) Mahkeme kişi asker statüsünde olmadığı için 3., 6. ve 9.

maddelerin ihlal edildiğine karar vermiştir. Bu konuda daha tartışma konusu olan

statü ise devlet memurluğu statüsü ile öğrenciliktir. Din özgürlüğünün sınırlan-

dırılması bağlamında kamu görevlilerine başörtüsü yasağı getirilmesi konusunda

AİHM Dahlab v. İsviçre kararında (42393/98, 15.2.2001) ihlal kararı vermemiştir.

Ancak bu konuda daha tartışmalı olan ve ihlal bulunmadığına karar verilen üç

karar daha vardır: Birincisi üniversite öğrencilerinin başörtüsü sınırlamaları ko-