Previous Page  165 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 165 / 473 Next Page
Page Background

Hapishane İdarelerinin Yetkileri ve Hapsedilen Haklarının Sınırı

164

nin yanı sıra infaz rejiminin asıl amacı olan, hükümlü ve tutuklu-

ların ıslah edilerek, dışarı ile uyum içinde ve suçtan uzak kalarak

yaşayabilmelerinin sağlanması olan kural ve amaca aykırılık teşkil

ettiği kanaatine varıldığı” ve bu düzenlemenin Anayasanın 15/2 ve

17/1 maddeleri ile 13. maddesindeki ölçülülük ilkesine aykırılığı id-

dia edilmiştir. Mahkeme gerekçesinde AİHM’in Fransa’yla ilgili ihlal

kararı verdiği Kemal Ketreb kararında

75

hapishanede hücreye konan

kişinin intiharından devletin sorumlu tutulmasına da atıf yapmış ve

hücre cezasının hapsedilenin psikolojik durumu üzerinde tek başına

olumsuz bir duruma yol açacağını vurgulamıştır. Mahkeme başvu-

rusunda hücre cezasının mahkumu disipline etmek yerine

öfke yara-

tarak topluma daha zararlı hale getir

eceğini ve uygulamanın tek başına

işkence oluşturduğundan Anayasan

ın 17. maddesine ay

kırı olduğunu

iddia etmiştir.

Anayasa Mahkemesi işkence yasağına ayk

ırılık iddiası karşısında

aynı K

anunda 2. maddede yer alan zalimane, insanlık dışı, aşağılayı-

cı ve onur kırıcı davranışlarda bulunma yasağına ilişkin hüküm ile

6. maddede yer alan insan onuruna yapılan atfın, idarelere cezanın

insan onuruna yakışır bir biçimde yerine getirilmesi ve infazda ge-

rekli özenin gösterilmesi yükümlülüğünü getirdiğini belirtmiştir. Bu-

nun yanında mahkeme disiplin hukukuna ilişkin düzenlemelerde de

kanun koyucunun takdir yetkisi olduğunu, ancak bu yetkilerin her

durumda anayasal sınırlar içinde kullanılabileceğinden Anayasaya

aykırılık iddiasının reddine karar vermiştir. Bu değerlendirmenin

AİHM’in yukarıda değinilen tecrite ilişkin yaklaşımına yakın olduğu

söylenebilir. Konuyla ilgili doğrudan tek uluslararası düzenleme 1990

tarihli Avrupa Konseyi Hapsedilenlere Muamele İçin Temel İlkeler’in

7. İlkesinde yer alan “

Bir ceza olarak hücre hapsinin kaldırılması ya da kul-

lanımının sınırlandırılmasına yönelik çabalar yürütülmeli ya da teşvik edil-

melidir

” hükmüdür. Ancak tek başına bu hüküm hücre hapsi cezası-

nın işkence yasağına aykırılık olduğu yorumuna yol açmayacaktır. Bu

noktada tartışılması gereken diğer mesele hapishane idarelerinin bu

yönde bir karar alabilmesinin anayasaya uygunluğudur.

75

5. Daire, 19.7.2012, 38447/09. Bu kararın hücre hapsinin kendisinin ihlale yol aç-

tığına değil, hücre hapsi cezasına çarptırılan kişinin intiharı konusunda devletin

yeterli önlemleri almamasına ilişkin olduğunu belirtmek gerekir.