Previous Page  166 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 166 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

D. Çiğdem SEVER

165

Anayasa’nın 38. maddesine göre; idarelerin kişi özgürlüğünü sı-

nırlayacak bir yaptırım uygulaması mümkün değildir. Anayasa Mah-

kemesi doğrudan bu hükme aykırılıkla ilgili bir değerlendirme yap-

mamış, ancak kararda infaz hakiminin onayının güvence niteliğini

vurgulamıştır. Oysa kişinin zaten hapsedilmiş bir hukuk öznesi ol-

ması, bu kişinin idare tarafından hücreye koyulmasını Anayasa’nın

38. maddesine uygun hale getirmez ve konunun bu bakımdan da ince-

lenmesi gerekir. Bu noktada Mahkemenin tartışmadığı ve konunun en

önemli boyutu infaz hakimliğinin onay işleminin niteliğidir. Anayasa

Mahkemesi’ne göre infaz hakimliği mahkeme sıfatını taşımakla birlik-

te

76

onay işleminin kendisinin yargısal bir işlem olup olmadığı değer-

lendirmesinde işlemin içeriğine ve işlevine odaklanılmalıdır. İşlevsel

anlamda yargısal işlem ya da yargı işlevi dendiğinde bir uyuşmazlığın

çözülmesi ya da hukuka aykırılık iddiasının sonuca vardırılması anla-

şılır. Bu şekilde bir işlevin yerine getirilebilmesi de belli usuli güven-

celere bağlanmıştır.

İnfaz Hakimliği Kanunu’nun 4. maddesinin üçüncü fıkrasında;

alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının hukuka aykı-

rılığına ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak hakimliğin

görevleri arasında sayılmış, ancak maddenin son fıkrasında kanun-

larla verilen diğer görevlerin de bu hakimlikçe yerine getirileceği be-

lirtilmiştir. Onay verme süreci belli bir şikayetle harekete geçme ya

da bir hukuka aykırılık incelemesi unsurlarını içermemekte, idarenin

harekete geçirmesiyle ve tamamen idarenin beyanına dayalı olarak,

yani hapsedilenin herhangi bir müdahalesi veya haklarını korumaya

yönelik bir usul kuralı uygulanmaksızın yürütülen bir süreçtir. Dü-

zenlemeden onay işleminin kesinleşen hapishane idaresi işleminin

hukuka uygun olup olmadığına ilişkin bir karar olmadığı, yürürlüğe

girme koşulu olduğu anlaşılmaktadır. Bu işlem idare hukuku açısın-

dan vesayet makamının onay işlemlerine benzerlik göstermektedir ve

idari vesayette olduğu gibi onay makamının iradesi işlemin kurucu

76

Bu noktada Anayasa Mahkemesi’nin mahkeme kavramına ilişkin içtihadında

farklı sayılabilecek biçimde infaz hakimliklerinin mahkeme olduğunu kabul et-

tiğini ve kararının gerekçesinin temel noktasının bu hakimliklerin uyuşmazlık

çözme işlevi olduğunu belirtmek gerekir. AYM, E.2004/56, K. 2007/26, 15.3.2007.

Konuyla ilgili bkz. Kemal Başlar, Anayasa Yargısında Mahkeme Kavramı, Roma,

Ankara, 2005, s. 41 vd.