Previous Page  207 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 207 / 473 Next Page
Page Background

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda Kanun Yararına Bozma

206

Kabahatler Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Bu konuda, 5271 sayılı CMK.nun 309.

maddesinde

düzenlenen kanun yararına bozma ( olağanüstü yasa yolu ) yoluna

gidilebileceğine dair gönderme yapan bir düzenleme de yoktur. Bilindiği gibi Ceza

Muhakemeleri Kanununun 309. maddesinde düzenlenen ‘kanun yararına bozma’

yasa yolu, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen ve

CMK.nun

223. maddesinde belirtilen hükümler ile aynı Kanunun 267-271. maddeleri kapsa-

mındaki kararlara karşı başvurulabilen yasa yoludur. Kabahatler Kanununun 27-

29. maddelerine göre verilen kararlar ise CMK.nun belirtilen maddeleri kapsamı

dışındadır. Dolayısıyla CMK.nun 309. maddesinde ifade edilen “kararlar” sözcüğü

Kabahatler Kanununa göre verilen kararları kapsamamaktadır. Kanun yararına

bozma müessesesi yalnızca adli suçlara ilişkin inceleme olanağı veren bir yasa yolu-

dur. Adli yargı düzeni içerisinde gerçekleşen yasaya aykırılık hallerinin giderilmesi

için olağanüstü bir yasa yolu olarak öngörülmüştür. Hâlbuki idari yaptırım karar-

larına karşı Kabahatler Kanununda düzenlenen yasa yollarına göre mahkemelerin

yapmakta oldukları incelemeler, idarenin kamu gücünü kullandığı ve kamu huku-

kuna ilişkin bir işleminin denetlenmesinden ibarettir. Burada mahkemelerce Ceza

Muhakemesi Kuralları ile ilgili bir işlem yapılmamaktadır. Kabahatler Kanununda

düzenlenen yasa yolları uygulanarak kesinleşen idari yaptırım kararlarına karşı ka-

nun yararına bozma yasa yoluna gidilemez” şeklinde aksi yönde görüş bildirmiştir.

CGK., bir başka kararında ise; “5271 sayılı CYY’nın 309. maddesinde ifade edilen

“kararlar” sözcüğü, 5271 sayılı CYY’nda tanımlanan ve bu yasadaki yöntem uy-

gulanarak verilen kararları kapsamakta olup, Kabahatler Yasası uyarınca verilen

kararlar kural olarak bu kapsamda değerlendirilemez. Ancak, C. Savcılığı’nca ey-

lemin suç oluşturmayıp kabahat oluşturduğu saptanarak, suç nedeniyle kovuştur-

maya yer olmadığına karar verilmesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin

karara itiraz edilmesi üzerine, bu karar Cumhuriyet Savcısı’nın görev yaptığı ağır

ceza mahkemesine en yakın ağır ceza mahkemesi başkanı tarafından inceleneceğin-

den, ağır ceza mahkemesi başkanınca verilen karar, hem suç soruşturması ile ilgili

yapılan işlemleri hem de idari yaptırım kararını kapsadığından, bu kararın olağan

üstü yasa yolu olan yasa yararına bozma yasa yoluna konu edileceğinin kabulü

gerekmektedir.” şeklinde görüş beyan etmiştir (CGK., 23.3.2010 T., 2010/7-33 E.,

2010/58 K.,

www.kazanci.com.

, yararlanma tarihi: 10.07.2015).

Doktrinde bir kısım yazar da, “eylemin kabahat türünden bir haksızlık oluşturdu-

ğunun herkesçe kabul edildiği bir durumda, idari mercilerce verilen cezaya itiraz

üzerine alınan kararın sırf adli mercilerce alınmış olduğundan ve bu karardaki

hukuka aykırılıkları gidermenin tek yolunun kanun yararına bozma olduğun-

dan hareketle kanun yararına bozma yoluna başvurulmamalıdır” görüşündedir.

(Cumhur Şahin/Neslihan Göktürk, Ceza Muhakemesi Hukuku II, 4. Baskı, Anka-

ra 2015, s. 281.).

Buna karşın CGK., sonraki tarihli bir kararında; “Kabahatler Yasası’na ilişkin ol-

mak üzere; bir talebe ilişkin olarak veya başvuru yoluna gidilmesi üzerine sulh

ceza mahkemesince, itiraz üzerine ağır ceza mahkemesince ve Cumhuriyet Baş-

savcılığının idari yaptırım kararına itiraz edilmesi üzerine ağır ceza mahkemesi

başkanınca, verilen kararlara karşı yasa yararına bozma olağanüstü yasa yoluna

başvurulabilecektir. İnceleme konusu somut olayda, yasa yararına bozma konusu

yapılan karar, Cumhuriyet Başsavcılığınca uygulanan idari yaptırıma ek olarak,

2918 sayılı Yasa’nın 48/5. maddesi uyarınca ehliyetin 5 yıl süreyle geri alınması-

nın talep edilmesi üzerine sulh ceza mahkemesince verilen karar olup; Kabahatler

Yasası kapsamında verilen bu karardaki hukuka aykırılıkları gidermenin tek yolu,

yasa yararına bozma olağanüstü yasa yoludur” ifadesiyle görüşünü değiştirmiştir

(CGK., 19.10.2010 T., 2010/7-165 E., 2010/196 K.,

www.kazanci.com.

, yararlanma

tarihi: 10.07.2015).