Previous Page  25 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 25 / 473 Next Page
Page Background

Anayasa Mahkemesi’nin Laiklik ve Bölünmez Bütünlük İlkeleri Ve Hegemonik Koruma ...

24

nın başına gelip oyunu kullanmak fırsatını vermek, açlıktan ölmekte

olan bir adama simidin üstündeki susamı teklif etmeye benzer.”

34

O

zaman bireyin içerisinde yer aldığı toplumsal alanın küçük birimle-

rinden büyüklerine doğru katılım göstermesi gerekmektedir.

35

C. Anayasa Yargısı ve Siyaset

Anayasa yargısının düşünsel izlerini antik Yunan’a kadar sürmek

mümkün olmasına rağmen somut olarak günümüz uygulaması son

iki yüz yıllık bir serüvende gelişmiştir.

36

Anayasa yargısı, kanunların

ve kanun dışındaki diğer bazı yasama işlemlerinin kanunlardan daha

üst bir norm olarak anayasaya uygunluğunu ifade eden yargısal de-

netimdir.

37

Fransız İhtilali ile birlikte gelişen devredilmez, bölünmez,

yanılmaz ve temsil edilmez genel irade anlayışı nedeniyle seçim ile

oluşturulan yasama organının insan hak ve özgürlüklerine yönelik

ihlallerde bulunabileceği ve dolayısıyla hak ve özgürlüklere ilişkin

koruma mekanizmasının yasama faaliyetleri için de söz konusu ol-

ması gerektiği önceleri düşünülemedi; dolayısıyla yazılı ve katı ana-

yasalar on sekizinci yüzyıl ve sonrası yaygınlaşmaya başladığı halde

Amerika Birleşik Devletleri’nin tecrübesi bir tarafa bırakılırsa anayasa

yargısının yirminci yüzyıl ortalarından itibaren yaygın olarak kurum-

sallaşmasını sağladığı söylenebilir.

38

Böylece ilk defa ABD’de somut

uygulaması yapılan anayasa yargısı, yasama organı karşısında insan

hak ve özgürlüklerinin korunması doğrultusunda geliştirilmiştir.

39

34

Mardin, s. 332.

35

Mardin, s. 332.

36

Bülent Tanör, ve Necmi Yüzbaşıoğlu, , Türk Anayasa Hukuku, Beta Yayınları, b.

14, İstanbul 2014, s. 469.

37

Ergun Özbudun, , Türk Anayasa Hukuku, Yetkin Yayınları, b. 15, Ankara 2014,

s.403.

38

Özbudun, Türk Anayasa, s. 403. Anaysa yargısı ilk olarak 1787 ABD Anayasasın-

da buna ilişkin bir düzenleme olmadığı halde 1803 yılında Marbury v. Madison

davasında ortaya çıkmıştır. Mahkeme başkanı yargıç Marshall anayasal normla-

rın kanunlardan daha üstün olduğunu vurgulayarak yasama organının anayasa-

ya aykırılık teşkil eden işlemlerinin kanun olmayacağını belirtmiştir. O halde bir

anayasa normu ile bir kanunun birbiriyle çatışması halinde olay anayasaya göre

çözümlenmelidir; zira aksi takdirde yazılı ve katı olan bir anayasanın hiçbir anla-

mı söz konusu olmaz. Özbudun, Türk Anayasa, s. 405. Gerçekten de anayasaların

üstünlüğü eğer bir gerçeklik ifade edecekse anayasal normların diğer normlardan

üstün olduğu ve dolayısıyla herhangi bir çatışma halinde üst normların uygulan-

ması gerektiği söylenebilir.

39

Yavuz Atar, , Türk Anayasa Hukuku, Mimoza Yayınları, b. 7, Konya 2012, s. 296.