

Anayasa Mahkemesi’nin Laiklik ve Bölünmez Bütünlük İlkeleri Ve Hegemonik Koruma ...
28
siyaset düzlemindeki skalada ibrenin olumlu anlamda kısmen özgür-
lüğe doğru kaydırılma noktasına bir eğilimin söz konusu olduğu, bir
diğer açıdan siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılmak istendiği
gözlenebilir.
48
Ancak değişikliklerden bu yana varılan alanda Anayasa
Mahkemesi’nin gerek siyasi partilere ilişkin olsun gerek farklı açılar-
dan insan hak ve özgürlükleri bağlamında olsun verdiği kararlar in-
celendiğinde özgürlük ve insan hakları karşısında mesafeli ve temkin-
li duruşunu koruduğu, ve böylece birey ile devlet arasında devletten
veya başka bir deyişle resmi ideolojiden yana tavır takındığı söylene-
bilir.
Gerçekten de değişiklikler sonrası Yüksek Mahkeme’nin oldukça
sert bir bildiri ile “parti kapatılmasının olanaksız hale getirilmesinin
Cumhuriyeti korumasız bırakacağını” söylemesi “merkez değerleri”
korumaya yönelik bir dışavurumu göstermekte ve özgürlük ve ço-
ğulculuk karşısındaki konumunu ele vermektedir. Nitekim Anayasa
Mahkemesi bu yöndeki değişiklikleri iki kez iptal etmiştir.
49
Bu bağ-
lamda aşağıda Anayasa Mahkemesinin siyasi parti kapatma davala-
rında siyaset düzlemindeki özgürlüğe yönelik çoğulcu demokrasi ve
hukuk devleti paradigmasını mı temel referans aldığı, yoksa aksine
ideolojik ve devletçi bir yaklaşıma mı sahip olduğu özellikle 1982 Ana-
yasası döneminde verilen kararlar değerlendirilerek ve olan ile olması
gereken göz önünde bulundurularak ortaya konulmaya çalışılacaktır.
B. Anayasa Mahkemesi’nin Siyasi Partiler Üzerinden
Siyasetteki Toplumsal Çoğulculuğa Yaklaşım Biçimi ve
Hegemonik Koruma Tezi
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararlar incelendiğinde siyase-
tin iki ana eksen üzerinde sınırlandırıldığı söylenebilir. Bunlardan
birincisi devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ilkesi çer-
çevesinde şekillenmekte iken ikincisi din ve devlet ilişkileri temelinde
laiklik ilkesi kapsamında söz konusu olmaktadır. Yüksek Mahkeme
açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca
kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayı-
lır.”
48
Yokuş, s. 108.
49
Ozan Ergül, , Türk Anayasa Mahkemesi ve Demokrasi, Adalet Yayınları, Ankara
2007, s. 307.