Previous Page  30 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 30 / 473 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (122)

Semih Batur KAYA

29

burada bir yandan Cumhuriyet ile birlikte inşa edilen ulus-devlet ve

onun korunmasını güderken diğer yandan yeni devletin siyasal, ik-

tisadi ve sosyolojik bağlamında bir değer ve düşünce bütünü olarak

paradigmasını oluşturan siyasal ve iktisadi elitlerin siyasal tercihle-

rini ve yaşam biçimi bakımından sosyal çıkarlarını devam ettirmek

istemiştir. Dolayısıyla 1961 Anayasası ile birlikte anayasal anlamda bir

düzenlemeye kavuşturulan anayasa yargısı Türkiye’de hak ve özgür-

lüklerin korunmasını esas amaç olarak referans almadığını, aksine

ideolojik, devletçi ve elit bir yapılanmaya sahip olduğu söylenebilir.

a. Devletin Ülkesi ve Milleti İle Bölünmez Bütünlüğü

Anayasanın 68.maddesinin dördüncü fıkrasında değinilen söz ko-

nusu ilke Anayasa Mahkemesi tarafından anayasal ilke olarak konum-

landığı hukuksal alanın dışına taşınmakta ve sosyolojik olarak anlam

genişlemesine tabi tutulmaktadır. Dolayısıyla “bölünmez bütünlük”

bakımından beliren parti yasaklama gerekçesi geniş yorumlanarak,

devlet yapılanması veya toplumsal zeminde gelişen farklılıklar yasak-

lama ile karşı karşıya kalmaktadır.

50

Bu durum anayasal sistemin si-

yasal alan üzerinde olumsuz bir etkiyle sonuçlanmasına yol açmakta-

dır. Zira toplumsal katmanlarda gelişen yaşam pratiğindeki çeşitlilik

ve dinamizmin siyasal ortama taşınması engellenmektedir. Böylece

toplum ile siyaset arasında yaşanan kopukluk, toplumsal düzlemde

gelişen evrensel bilgi akışının, düşünsel ve duygusal anlamda sosyo-

lojik dönüşümün siyaset alanına yansımasını engellenmekte ve siya-

sal ortam, toplumsal devinimden kopuk olarak statik bir yapılanmaya

dönüşmektedir. Bu şekilde siyaseti kendi kalebentliğine alan anayasal

kültür toplumsal gelişmelere direnebilmektedir.

Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü ilkesi kapsamı-

nı geniş bir şekilde yorumlayan Anayasa Mahkemesi, bu ilke bağla-

mında çeşitli dokunulmaz alanlar tespit etmiş ve siyasal alanı oldukça

daraltmıştır. Bu anlamda söz konusu ilkeyi katı bir üniter devlet an-

layışına indirgeyen Mahkeme, örneğin federalizm veya buna benzer

50

Zühtü Arslan, , “Anayasa Mahkemesi’nin Siyasal Partiler Politikası: ‘Ve çağı’nda

‘Ya-ya da’cı Yaklaşımın Anakronizmi Üzerine Bir Deneme”,

Liberal Düşünce Der-

gisi

, Y. 6, S. 22, Bahar 2001, s. 8.