Previous Page  55 / 473 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 55 / 473 Next Page
Page Background

Seçim Döneminde Cumhurbaşkanının Konuşmalarının Yüksek Seçim Kurulu Tarafından ...

54

kuralına tabi olmamakla beraber icrai etkileri olan işlemler türü bu-

lunmaktadır. Başka bir ifade ile cumhurbaşkanının, devletin başı ve

temsil görevinin gereği yaptığı işlemler dışında, siyasi tercih içeren

ve bireyler üzerinde doğrudan etki doğuran işlemleri bulunmaktadır.

Anayasa’ya göre bunlara karşı yargı yolu kapalıdır. Peki bunlardan

dolayı cumhurbaşkanının sorumluluğundan bahsetmek mümkün de-

ğil midir?

1982 Anayasası’na göre cumhurbaşkanının tek sorumluluk hali

vatana ihanettir ve parlamenter rejimlerde devlet başkanının siyase-

ten sorumsuz olması kuralına göre de bunun cezai sorumluluk do-

ğurduğu konusunda genelde görüş birliği bulunmaktadır.

8

Zira si-

yasal sorumluluk kısaca, yürütme organın veya üyesinin, yürüttüğü

siyasal faaliyet sebebiyle yasama organı tarafından görevden alınması

sonucunu doğurmaktayken, cezai sorumluluk yargılanmanın müm-

kün kılınmasıdır. Gensoru önergesinin ve meclis soruşturması rapo-

runun kabul edilmesiyle Bakanlar Kurulunun ya da bakanın siyasal

sorumluluğu doğmakta yani siyasal işlemleri ve kararları nedeniyle

görevlerinden düşürülebilmekte, ikinci halde ayrıca cezai sorumlulu-

ğa gidilebilmekte yani ilgili bakanın veya başbakanın göreviyle ilgili

işledikleri iddia edilen suçlar bakımından yüce divanda yargılanabil-

mektedirler. Oysaki cumhurbaşkanının vatana ihanetle suçlanmasıyla

gündeme gelen cezai sorumluluğun, siyasal sorumluluğu da doğuran

bir etki yaratmadığı kabul edilmektedir. Çünkü kural olarak, cumhur-

başkanının siyasi karar alma yetkisi bulunmamakta ve bundan dolayı

da karşısında siyaseten sorumlu tutulduğu, hesap vermesi gereken bir

makam bulunmamaktadır.

Dolayısıyla cumhurbaşkanının görevi ile ilgili işlemlerinden do-

layı TBMM tarafından vatana ihanetle suçlandırılması, ancak onun

göreviyle ilgili olarak yaptığı bir işlemin ceza kanunu çerçevesinde bir

dir. Ancak 1987 yılında 3386 sayılı Kanun’un 12. maddesiyle 2863 sayılı Kanun’da

yapılan değişiklik neticesinde, Cumhurbaşkanına tanınan atama yetkisi değiştiril-

miş, Koruma Yüksek Kurulu üyeleri merkezi idare içinden yasama organı eliyle

belirlenmiştir. Bu itibarla cumhurbaşkanının tek başına yatığı icrai-idari etkileri

olan işlemler daha çok anayasada öngörülmüş olanlardır.

8

Bülent Tanör-Necmi Yüzbaşıoğlu, 1982 Anayasası’na göre Türk Anayasa Hukuku,

Beta Y. 14. Baskı, İstanbul, 2014, s. 336; Ergun Özbudun, Türk Anayasa Hukuku,

Yetkin Y. 12. Baskı, Ankara, 2014, s. 335; Yavuz Sabuncu, Anayasaya Giriş, İmaj Y.,

14. Baskı, Ankara, 2009, s:244.