Previous Page  200 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 200 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Güray ERDÖNMEZ

199

iki davalı hakkında da aynı olay sebebiyle farklı kararlar verilebilecektir ki, bu

durum adalete olan güveni sarsacaktır. Sonuç olarak maddi olgunun belirlenme-

si yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kesinleşmiş bir

ceza hükmü olmadığından, hukuk hakimini bağlamayacağının kabulü gerekir…”

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 1.2.2012 T. E.2011/19-639 K.2012/30, Kazancı İç-

tihat Bankası). Yargıtay’ın diğer Daireleri de ceza mahkemesinin verdiği kararın

kesinleşmedikçe hukuk mahkemesini bağlamayacağı görüşündedirler. Örneğin

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin konuyla ilgili bir kararı şöyledir: “... Dosya içeri-

sindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin

tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman

bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usul-

süzlük bulunmamasına, ceza dosyasında hükmün açıklanmasının geri bırakılma-

sına karar verilmiş olması nedeniyle kesinleşmiş bir mahkumiyetten söz edileme-

yeceğinden verilen karar hukuk hakimini bağlamayacağına göre, davalı vekili-

nin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun

bulunan hükmün Onanmasına…karar verildi …” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi

Esas Numarası: 2012/10759 Karar Numarası: 2013/78 Karar Tarihi: 14.01.2013

www.legalbank.net)

. Aynı yönde bir diğer karar için bkz. İpek, s. 87-88. Yargı-

tay 19. Hukuk Dairesi de yeni tarihli bir kararında bu görüşü devam ettirmiştir

: “… Mahkemece toplanan deliller, senetlerin hukuki durumu, davacı defterleri

üzerinde alınan bilirkişi raporu, Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ nde verilen

resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından verilen cezaların

CMK’nun 231/5 maddesi gereği hükmün açıklamasının geri bırakılması karar-

ları karşısında menfi tespit davasının kabulü ile davaya konu 20.09.2009 keşide

tarihli 400.000 USD ve 10.10.2009 keşide tarihli 350.000 USD bedelli senetlerden

dolayı davacı şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hük-

mü davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmiştir. Bakırköy

9. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin 2011/48 E. 2012/499 Karar sayılı kararı ile davacı

şirketin katılan, davalı Muhammet Sarı’ nın dava dışı Hasan Cevahir ile sanık

olarak bulunduğu resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından

dolayı 13.12.2012 karar tarihinde her iki suçtan mahkumiyetlerine karar verilmiş,

her iki ceza yönünden hükmün ayrı ayrı açıklanmasının geri bırakılmasına dair

hüküm kurulmuş sanık Muhammet Sarı’ nın itirazı 08.03.2013 tarihinde reddedil-

miş ret kararı Muhammet Sarı’ ya 12.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış-

tır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 01.02.2012 karar tarihli 2011/19-639 Esas,

2012/30 Karar sayılı kararında ‘’Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı

ise 5271 sayılı CMK’ nun 223. maddesinde belirtilen hükümlerden değildir. Kuru-

lan hükmün sanık hakkında hukuksal bir sonuç doğurmasını ifade eden hükmün

açıklanmasının geri bırakılması kurumu, davayı sonuçlandıran ve uyuşmazlığı

çözen bir hüküm değildir. Bunun sonucu olarak, hükmün açıklanmasının geri bı-

rakılmasına ilişkin kararlar, CMK’ nun 223. maddesinde sayılan hükümlerden ol-

madığından bu tür kararların yasa yararına bozulması durumunda yargılamanın

tekrarlanması yasağına ilişkin kurallar uygulanamayacağı gibi, davanın esasını

çözen bir karar bulunmadığı için verilecek hükmün veya kararlarda lehe ve aley-

he sonuçtan da söz edilmeyecektir. (Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ nun 03.05.2011

gün ve 2011/4-61 Esas 2011/791 K. 06.10.2009 gün ve 2009/4-169 E. 2009/223 K.

sayılı ilamları) kaldı ki, CMK’ nun 231/5. maddesinde, hükmün açıklanmasının

geri bırakılması kararının sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmayacağı açıkça

ifade edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında 818 sayılı Borçlar Kanunu’ nun 53. mad-

desine ilişkin değerlendirmeye gelince; hükmün açıklanmasının geri bırakılması