

TBB Dergisi 2016 (123)
Emine Aslı KÜÇÜKAYDIN
235
“Asıl davanın herhangi bir sebeple sona ermesi, karşı davanın görülüp
karara bağlanmasına engel oluşturmaz.”
şeklindeki m. 134 hükmü Hukuk
Muhakemeleri Kanunu ile ihdas edilmiş bir düzenlemedir. Bu düzen-
leme mahkemenin iki davayı birlikte inceleniyor olmasının, asıl da-
vayla karşı davanın birbirinden bağımsız davalar olduğu hususunu
zedelemediğini göstermektedir.
77
Bu sebeple örneğin, asıl davanın da-
vacısının davadan feragat etmesi (HMK m. 307) ya da davasını geri
alması ( HMK. m. 123) hallerinde asıl dava sona ermiş olacaktır. Ancak
bu durum karşı davanın da sona ermesini gerektirmeyecek; mahkeme
karşı davadaki uyuşmazlığa ilişkin incelemelerine devam edip karar
tesis edecektir. Keza karşı davanın herhangi bir sebeple sona ermesi
durumunda da, asıl dava etkilenmeyecek; mahkemece uyuşmazlık çö-
züme kavuşturulup karara bağlanacaktır.
Son olarak dava şartlarıyla ilintili bir değerlendirme yapılmalıdır.
Mahkeme asıl dava ve karşı dava bakımından dava şartlarını ayrı ayrı
incelemeye tabi tutmaktadır. Dava şartlarıyla ilgili bir sebepten ötürü
davalardan birinin reddedilmesi de diğer davanın görülmesini etkile-
meyecektir.
78
F. Hüküm Verilmesi
Asıl dava ve karşı davayı birlikte inceleyerek çözüme kavuşturan
mahkeme her iki dava hakkında tek bir hüküm vermektedir. Mahke-
me vereceği hükümde asıl dava ve karşı dava hakkında varmış olduğu
kararlara ayrı ayrı yer vermelidir.
79
Uygulamada yerel mahkemelerin
yaygın olarak yaptığı yanlışlık hüküm tesis ederken karşı davaya iliş-
kin talep hakkında bir sonuca varmamaları ya da vardıkları sonuca
yer vermemeleri olmaktadır. Bu sebepten ötürü de verdikleri kararlar
Yargıtay tarafından bozulmaktadır.
80
Karşı davanın geniş uygulama
77
Umar, kuralın gerçekte yeni bir çözüm olmadığını, bu çözümün asıl dava ile karşı
davanın aynı dosya üzerinden görülmesine rağmen aslında ayrı davalar olduğu
gerçeğinin zorunlu bir sonucu olduğunu belirtmiştir. Umar, s. 427.
78
Kuru, s. 3960.
79
Karslı, s. 405; Kuru, s. 3961; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 546; Kuru/Arslan/Yıl-
maz, s. 530; İyilikli, s. 164.
80
“…Yüklenici tarafından yapılan işteki nefaset tutarıyla hatalı işler bedeli iş sahibi
tarafından açılan karşı davanın konusunu oluşturduğu halde asıl ve karşı dava-
daki taraflar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken nefaset tutarı ve
kusurlu işler bedelinin yüklenici alacağından mahsubu suretiyle sonuca gidilmesi