Previous Page  238 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 238 / 497 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (123)

Emine Aslı KÜÇÜKAYDIN

237

Mahkemelerin asıl dava ve karşı dava hakkında hüküm tesis eder-

ken birbiriyle bağdaşmayan kararlar vermemesi de önem arz eden di-

ğer bir husustur.

82

Ayrıca davalar hakkında verilen hükmün tereddüt

bırakmayacak derecede açık olması gerekliliği de aşikârdır.

83

Mah-

kemelerin hüküm tesis ederken belirtilen bu hususlara riayet etmesi

önem arz eder. İlgili Yargıtay kararları incelendiğinde şu değerlendir-

me yapılmalıdır ki; yerel mahkemeler hüküm tesis ederken ciddi ha-

karşı dava birbirine bağlıdır. Davacının açmış olduğu boşanma davasının kesin-

leşmesine karar verilmesi halinde bozmaya konu olan karşılık boşanma davası bir

anlamda konusuz kalır. Davacı-karşı davalının açmış olduğu boşanma ve velayet

davası da karşı dava gibi henüz kesinleşmemiştir. O halde her iki dava yönünden

hüküm kurulması gerekirken sadece karşı dava yönünden hüküm kurulmuş ol-

ması yasaya aykırıdır. HGK. E. 2008/2-738, K. 2008/743, T. 17.17.2008; “…Davalı-

davacı kocanın harcı verilerek açılmış bulunan bu karşı davası hakkında bir karar

verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu gibi…” Y. 2. HD. , E. 2012/21388,

K. 2013/7871, T. 21.3.2013; “…Davalı-karşı davacı (kadın), manevi tazminat için

faiz talebinde de bulunmuştur. Bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir hü-

küm kurulması gerekirken, hüküm tesis edilmemiş olması doğru bulunmamış-

tır…” Y. 2. HD. , E. 2012/ 15227, K. 2013/ 7828, T. 21.3.2013; “…iştirak nafakası

olarak ödenen nafakaların artırılması istenmiş olduğuna göre; mahkemece, bu

hususta gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, taleple ilgili olumlu veya olum-

suz bir karar verilmesi gerekirken, karşılık davayla ilgili hüküm kurulmamış ol-

ması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” Y. 3. HD. , E. 2004/7126, K.

2004/7215, T. 28.6.2004;

…davalı-karşı davacı kocanın boşanma davasının da kabulüyle boşanmaya (T.M.K.

madde 166/2) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle kocanın davasının red-

di doğru bulunmamıştır.” Y. 2. HD. , E. 2012/ 20846, K. 2013/7906, T. 21.3.2013;

“…Kadının açtığı artırım davası üzerine, koca da süresinde ( yoksulluk nafakası-

nın kaldırılması, iştirak nafakasının indirilmesi istemini içerir ) karşılık dava aç-

mıştır. Karşılık dava tefrik edilmediğine göre asıl ve karşılık dava hakkında ayrı

ayrı hüküm kurulması gerekir. Mahkemece, karşılık dava hakkında olumlu veya

olumsuz bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerek-

tirmiştir. “ Y.

3.HD.

, E.2005/7132, K. 2005/7045, T. 23.6.2005; “…Olayların akışı

karşısında davalı-davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri

birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen mümkün bulunmamasına göre davalı-da-

vacı kadının da boşanma davasının kabulüyle boşanmaya karar verileceği yerde

(T.M.K. md. 166/2) yetersiz gerekçeyle davasının reddi doğru görülmemiştir.” Y.

2.HD.

, E. 2012/21103, K. 2013/7949, T. 25.3.2013.

82

“…Davacı-davalı kocanın terk sebebiyle boşanma davası kabul edildiği halde, da-

valı-karşı davacı kadının şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davasının kabul

edilmesi, kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykı-

rı…” Y. 2. HD., E. 2005/11649, K. 2005/11577, T. 18.7.2005.

83

“…Davacı kadının boşanma davası üzerine davalı koca da karşı dava olarak bo-

şanma ve velayet isteğinde bulunmuştur. Hüküm açık ve infazda tereddüt yarat-

mayacak nitelikte olmalıdır. (HUMK. 388. md. ) Mahkemece boşanmaya karar

verilmiş, ancak kimin davasının kabul edildiği açıklanmamıştır. Her iki dava hak-

kında infazda karışıklık yaratmayacak şekilde hüküm oluşturulması gerektiğinin

düşünülmemesi doğru değildir.”

Y.2.HD

. , E. 2004/11, K. 2004/3645, T. 23.3.2004.