Previous Page  237 / 497 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 237 / 497 Next Page
Page Background

Karşı Dava

236

alanı bulduğu boşanma davalarında hüküm tesis edilmesi ile ilgili

yanlış kararlara sıklıkla rastlanılmaktadır. Mahkemeler davalı-karşı

davacının boşanma davası açmakta haklı olduğunu göz ardı ederek

ya da yeterli inceleme yapmayarak asıl davadaki boşanma talebinin

kabulüyle yetinmekte, karşı davayı da reddetme yoluna gitmektedir-

ler. Bu durumda her ne kadar boşanma gerçekleşmiş olsa da tarafların

boşanmaya dair dayandıkları sebepler veya sonuçlarına ilişkin istem-

leri farklı olduğu için davalı-karşı davacının talepleri hükme “olması

gerektiği” şekliyle yansımamaktadır.

81

ve karşı davanın tamamen reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.” Y. 15. HD.,

E. 2012/5539, K. 2013/4183, T. 27.6.2013; “Davacı vekili tarafından, davalılar aley-

hine verilen dilekçe ile ticari işletme kirasından kaynaklanan alacak isteminde bu-

lunulmuştur. Davalı-karşı davacılar harcını da yatırmak suretiyle davacı aleyhine

karşı dava açmışlardır. Mahkemece, karşı dava hakkında olumlu ya da olumsuz

bir karar verilmemesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.” Y. 14. HD. , E.

2005/ 9971, K. 2005/10237, T.22.11.2005; “Mahkemece, dava dilekçesinde belirti-

len asıl ve yardımcı taleplerin hepsi hakkında hüküm fıkrasında karar verilmesi

gerekir… O halde mahkemece, karşı davacının “dava tarihinden itibaren yasal

faiz” talebi hakkında hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.” Y. 3. HD.

, E. 2004/10381, K. 2004/10281, T. 4.10.2004; “…Karşı dava hakkında müsbet ya

da menfi karar verilmemesi HUMK. 533/4. maddesi hükmüne aykırı olup, bozma

nedenidir.” Y. 13. HD. , E. 2002/13816, K. 2003/3836, T. 1.4.2003;

“Mahkeme, asıl davadaki isteme göre yüklenicinin alacağını tespit etmiş ve bun-

dan karşılık dava konusu olup sabit olan gecikme cezası ve noksan iş bedelini in-

dirmek suretiyle ortaya çıkan 29.370 liranın davacı yükleniciye ödetilmesine, fazla

isteklerin reddine karar vermiştir. Oysa birleştirilen davalar birbirinden bağımsız-

dırlar. Bu nedenle esas davada olduğu gibi karşılık davanın da ayrı olarak karara

bağlanması, faiz ve vekalet ücretinin ilk davadan müstakil olarak hesaplanması

iktiza eder. Mahkemenin karşılık dava kalemlerinden sabit olan kısmını mahsup

işlemine tabi tutması ve bunlar için temerrüt faizi hesabına imkan vermemesi usul

ve yasaya aykırı görülmüştür. Y. 15. HD., E. 1976/1504, K. 1976/2824, T. 8.7.1976;

“…Mahkemece, karşı davanın reddine karar verildiği halde bu konuda hiçbir

gerekçe gösterilmemiştir. Gerçekte karşı davanın bir kısmı kabul edilmiştir. Bu

durumda da, davalının saklama ücreti olarak talep edebileceği meblağ üzerinden

karşı davanın kısmen kabulüne karar vermek yerine, bu meblağı davacının talep

edebileceği tazminattan düşmek şeklinde hüküm kurulması da doğru olmamıştır.

O halde mahkemece, davalının talep edebileceği meblağ belirlenerek sonucuna

göre karşı dava hakkında bir karar verilmesi gerekir.” Y. 11. HD., E.2003/13943,

K. 2004/8534, T. 20.9.2004.

81

“…Davalı-karşılık davacı kocanın boşanma davası hakkında olumlu ya da olum-

suz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırıdır.” Y. 2. HD. , E. 2010/7579, K.

2011/8445, T. 16.5.2011; “…Dava karşılıklı boşanma, maddi-manevi tazminat,

nafaka ve velayet isteğine ilişkindir. Mahkemenin asıl davanın kabulüne karşı

davanın reddine dair verdiği karar, Özel Dairece bozulmuş, mahkeme asıl dava

yönünden kararı kesinleştirmiş ve bu konuda yeniden hüküm kurmadan sadece

karşı dava yönünden kararında direndiğini belirterek karşı davanın reddine karar

vermiştir. Oysa boşanma davalarının kendine özgü bir yapısı vardır. Asıl dava ile