Previous Page  198 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 198 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Mustafa BABAYİĞİT

197

Yürürlüğe giren yasaların geçmişe ve kesin nitelik kazanmış hukuksal

durumlara etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir.

İşte yasaların geriye yürümezliği ilkesine paralel olarak bu yasa-

ların yürürlüğe girdikten sonra Anayasa Mahkemesi tarafından ip-

tallerine karar verilmesi halinde hukuki güvenlik ilkesi ve bu ilkenin

barındırdığı gerekçelerle bu iptal kararlarının geriye yürümemesi ge-

rektiği dile getirilmektedir.

Diğer taraftan hukuk güvenliği ilkesine çoğu kez hakların korun-

ması bakımından kazanılmış hak ilkesinin yetersiz kaldığı durum-

larda dayanılmaktadır. Bu noktada örnek verilecek olursa 5434 sayı-

lı Emekli Sandığı Kanunu’nun Geçici 139’uncu maddesine, 3.4.2003

günlü, 4839 sayılı Kanunun 6. maddesiyle eklenen fıkra ile, emekli,

dul ve yetim aylığı alanların aylıklarından belli göstergeler esas alına-

rak sağlık katkı payı adı altında bir kesinti yapılması öngörülmüştür.

Bu kurala karşı açılan iptal davasında Anayasa Mahkemesi 8.10.2003

tarihli ve 2003/31 esas 2003/87 karar sayılı ilamında; “sistem içinde

belli aktüeryal hesaplara dayalı olarak belirlenmiş olan emeklilik ke-

seneklerini aktif çalışma hayatı boyunca ödemiş olan ve bu ödeme-

lere bağlı olarak belli süre sonunda yaşlılık aylığı almayı hak eden

iştirakçilerin, bir de emekli olduktan sonra sağlık yardımları için

prim benzeri sürekli bir ödemeyle (kesintiyle) yükümlü tutulmaları,

sosyal güvenlik hakkını zedeleyici nitelik taşıdığı gibi hukuk devle-

tinin gerektirdiği hukuki güvenlik, belirlilik ve öngörülebilirlik ilke-

sine aykırılık oluşturmakta, aynı zamanda Devletin kişilerin huzur

ve mutluluğunu sağlama amaç ve göreviyle de bağdaşmamaktadır”,

gerekçesiyle iptal kararı vermiştir.

b. Geçmişe Yürürlüğün Temel Dayanakları ve Ortaya

Çıkardığı Sonuçlar

aa. Genel olarak

Her ne kadar Anayasa’nın emredici hükmü gereği iptal kararların

geriye yürümese de belli durumlar bakımından iptal kararlarını geç-

mişe yürümesinin bir gereklilik olduğu görülmektedir. Bu bağlamda

Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceğine ilişkin ana-

yasal hükmün salt lâfzî yorumla uygulanmasının hakkaniyete, nesa-