Previous Page  255 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 255 / 561 Next Page
Page Background

Bir Ceza Muhakemesi Hukuku İşlemi Olarak Adli Arama...

254

o suçu işleyip işlemediğinin ispatlanmasına hizmet etmektedir.

19

Do-

layısıyla ceza muhakemesi açısından çok önemli bir delil kaynağıdır.

Ancak arama koruma tedbiri maddi gerçeğe ulaşma araçlarından biri

olarak hiçbir koşul ve sınır tanımadan uygulanamayacaktır; zira özel

hayatın gizli alanına devletin müdahalesi olduğundan sıkı kurallara

bağlanmıştır. Bu noktada adli aramanın, olay yeri inceleme (Adli ve

Önleme Aramaları Yönetmeliği m.9-PVSK ek m.6) ile beden muayenesi

ve vücuttan örnek alınması (CMK m. 75) tedbirlerinden ayrıldığını da

ayrıca ifade etmek gerekir. Arama, Anayasa’nın 20 ve 21. maddeleri-

nin yanı sıra CMK 116 vd. maddelerinde düzenlenmiş ve yine bu mad-

delerde aramanın uygulanması için birtakım kurallar ve sınırlamalar

getirilmiştir. CMK’nın 116. maddesinde yakalanabileceği veya suç de-

lillerinin elde edilebileceği hususunda makul şüphe varsa; şüphelinin

veya sanığın üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerlerin

aranabileceği hüküm altına alınmıştır. Şüpheli ve sanık kavramları ise

CMK’nın “Tanımlar” başlıklı 2. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre,

şüpheli, soruşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi, sa-

nık ise kovuşturma evresinde suç şüphesi altında bulunan kişiyi ifade

etmektedir. Bununla birlikte, CMK m. 117’de şüpheli konumuna gir-

meyen veya sanık statüsünde olmayan 3. kişiler bakımından da arama

yapılması kabul edilmiştir. Buna göre;

“Şüphelinin veya sanığın yakala-

nabilmesi veya suç delillerinin elde edilebilmesi amacıyla, diğer bir kişinin de

üstü, eşyası, konutu, işyeri veya ona ait diğer yerler aranabilir. Bu hâllerde

aramanın yapılması, aranılan kişinin veya suçun delillerinin belirtilen yerlerde

bulunduğunun kabul edilebilmesine olanak sağlayan olayların varlığına bağ-

lıdır.”

Bu kapsamda adli arama çok sık başvurulan bir diğer koruma

tedbiri olan iletişimin denetlenmesinden ayrılmaktadır. Zira iletişimin

denetlenmesinde şahsın şüpheli konumuna girmesi aranmakta; ara-

mada ise şüpheli konumuna girmeyen üçüncü kişi bakımından da ara-

ma yapılması kabul edilmektedir. Ancak suç şüphesi altında bulunma-

yan bir kişinin, yapılan ceza muhakemesi işlemi nedeniyle temel hak

ve özgürlüklerine müdahale edilmesi, şüpheli veya sanığa göre daha

sıkı koşullara tabi tutulmuş olup bu durum doğal görülmelidir, zira

üçüncü kişilerin aramaya katlanma yükümlülüğü daha azdır.

20

19

Veli Özer Özbek, Ceza Muhakemesi Hukukunda Koruma Tedbiri Olarak Arama,

Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999, s. 55.

20

Keskin Kiziroğlu, s.144.; Özbek ve Diğerleri, s. 362.; Öztürk ve Diğerleri, s. 473.