Previous Page  257 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 257 / 561 Next Page
Page Background

Bir Ceza Muhakemesi Hukuku İşlemi Olarak Adli Arama...

256

Koruma tedbirlerini ortak bir paydada toplamak bakımından

birtakım ortak özellikler belirlenmiştir. Ancak koruma tedbirlerinin

esasında zorlama özelliği var olmakla birlikte bütün koruma tedbir-

lerinde zor bulunmamakta, bazen herhangi bir zorlama olmasa da

temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması, işleme koruma tedbiri nite-

liği vermektedir. Örneğin, iletişimin denetlenmesi, teknik araçlarla

izleme gibi tedbirler bireyler üzerinde bir zorlama etkisi yaratmasa

da onun temel haklarına müdahale teşkil etmekte ve koruma tedbiri

niteliğini korumaktadır.

25

Arama tedbiri de ceza muhakemesinde baş-

vurulan diğer tedbirler olan yakalama ve tutuklama gibi bazı koruma

tedbirlerinden özellikle amacı bakımından ayrılmaktadır. Yukarıda

da ifade edildiği üzere, arama, şüpheli veya sanığın yakalanması, mü-

sadereye konu olan eşyanın ele geçirilmesi ve özellikle de delil elde

edilmesi amacıyla yapılmaktadır. Dolayısıyla yakalama ve delil elde

etme gibi ikili özellik taşıması nedeniyle aramanın diğer bazı koruma

tedbirlerinden ayrıldığını kabul etmek gerekir.

26

Bu bakımdan koruma

tedbiri kavramı yerine Alman Hukuku’nda tercih edilen “temel hak

müdahaleleri”

27

teriminin kullanılması daha yerinde gözükmektedir.

Zira bahsi geçen tedbirlerinin tamamının ortak ve belirleyici özelliği

temel haklara müdahale niteliği taşımalarıdır.

C. Koşulları

1.

Aramada Şüphe Şartı

a. Şüpheli ve Sanık Bakımından

Aramanın kapısını açan anahtar olarak nitelendirebileceğimiz

arama yapılabilmesinin hukuka uygunluğunun ön koşulu, aramanın

makul şüpheye dayanmasıdır. Aramanın yapılabilmesi için gerekli

olan şüphe CMK m. 116 uyarınca makul bir şüphedir.

Makul şüpheye ilişkin açıklamalara geçmeden önce ifade etmek

gerekir ki, 21.2.2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun’un 9. maddesiyle 116.

maddede yer alan “makul” ibaresi “somut delillere dayalı kuvvetli”

25

Hakeri-Ünver, s. 328.; Öztürk ve Diğerleri s. 419 dn. 2.

26

Özbek ve Diğerleri, s. 347.

27

Bkz. Özbek ve Diğerleri, s. 278.; Centel-Zafer, s. 319.; Öztürk ve diğerleri, s. 419

dn.2.