Previous Page  313 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 313 / 561 Next Page
Page Background

Kamu Avukatlarının Türk İdare Hukuku Açısından Dikkate Alınması Gereken Sorunları...

312

sıyla vermiştir. Başvuru kararında, Kanun Hükmünde Kararname’nin

“kişilerin davalarını bizzat takip edebilecekleri gibi bir temsilci vasıtasıyla da

takip edebilecekleri ancak bu temsilcinin avukat olması gerektiği hâlde idarele-

rin, davalarda avukatlar dışında, hukuk birim amirleri, muhakemat müdürleri

ve hukuk müşavirleri tarafından da temsiline ve idareler lehine sonuçlanan

davalarda idareler lehine vekalet ücreti takdir edilmesine olanak sağlayan”

hükmünün Anayasa’nın 2, 5, 10, 36, 135 ve 141 inci maddelerine aykırı

olduğu ileri sürülmüştür. Ancak Yüksek Mahkeme, aşağıdaki gerekçe

ile hükmün Anayasa’nın 2 ve 10 uncu maddelerine aykırı olmadığına

ve 5, 36, 135 ve 141 inci maddeleriyle de ilgisi bulunmadığına karar

vermiştir.

“Adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla

doğrudan temsil yetkisi kural olarak avukatlara aittir. Ancak, kanun koyucu,

kamu yararı ve hizmetin gereklerini dikkate alarak kamu idareleri bakımın-

dan bu kurala istisna getirebilir. Zira, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35.

maddesine göre, yargı mercilerinde asıl yerine dava açmak, savunmak, iş takip

etmek yetkisi kural olarak baro levhasına kayıtlı avukatlara aittir. Ancak, aynı

maddede hukuk ve ceza muhakemeleri kanunları ile sair kanunlarda gösterilen

hallerde avukat olmayan kimselerin de asıl yerine mahkemelerde iş ve işlemler

yapabileceği belirtilmiştir. Bu durum tarihsel süreçte de böyle olmuş ve idare-

lerin taraf olduğu davalarda, idareleri temsil yetkisi kamu avukatları yanında

daire amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve ilgili şube müdür-

lerine devredilmiştir”.

“Temsile ilişkin genel kuralın istisnası niteliğinde olan dava konusu ku-

ralların madde gerekçelerinden de, idarelerin hukuk birimlerinde çalışanların

eğitim durumlarında ve usul mevzuatındaki değişiklikler kapsamında, işleyi-

şin kolaylaştırılarak hukuk birimlerindeki çalışanlardan azami ölçüde istifade

edilebilmesini teminen, hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri ve muhake-

mat müdürlerinin, idareleri tahkim mercilerinde, mahkemelerde ve icra mer-

cilerinde vekil sıfatıyla temsil edebilmesi ve idarelerin taraf olduğu her türlü

dava ve icra takibi sonrasında takibin idare lehine sonuçlanması hâlinde ise

idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin öngörüldüğü anlaşılmaktadır.

İdarelerin, yargı mercileri önünde savunma hakkının en önemli parçası olan

hukuki danışmanlık görevini yerine getiren hukuk birimi amirleri, hukuk mü-

şavirleri ve muhakemat müdürleri tarafından da temsil edilebileceğini, bu ki-

şiler tarafından takip edilen davaların idare lehine sonuçlanması durumunda

idareler lehine yargılama gideri niteliğinde olan vekâlet ücreti takdir edileceği-