Previous Page  342 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 342 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Yunus Emre YILMAZOĞLU

341

hükümleri karşısında özel nitelikte hükümlerdir. Dolayısıyla önceki

tarihli özel hükümlerin, sonraki tarihli genel hükümler karşısında uy-

gulanmasına devam edilmesi gerekmektedir.

44

Bu görüş, VUK hükümlerinin “özel olma” niteliği nedeniyle “fi-

ilin tespitinde, yaptırım uygulanmasında ve bu kapsamda ortaya çı-

kan uyuşmazlıkların çözümünde” dikkate alınması gerektiğini sa-

vunmaktadır. Hatta bu yorum doğrultusunda KK’nin, VUK’ta yer

alan idari-mali düzene aykırılık fiilleri ve karşılığında uygulanacak

yaptırımlar bakımından bir değişiklik getirmediği, bunları “kabahat

ve idari yaptırım” kavramları bağlamında değerlendirmeye gerek bu-

lunmadığı, VUK hükümlerinin vergi hukuku yönünden “özel olma”

niteliğinin bu fiil ve yaptırımların “vergi suçu ve cezası” olarak nite-

lenmesini gerektirdiği de savunulabilir. Kararlarında KK’nin uygula-

nabilirliğini tartışmayan vergi yargısının bu düşüncede olduğu ifade

edilebilir.

Ancak, bu görüşe karşı şu argümanlar geliştirilebilir:

i. Daha önce de ifade edildiği üzere Kanun’un 2. ve 16. maddeleri

bağlamında VUK’ta öngörülen idari mali düzene aykırılık oluşturan

fiiller “vergi kabahati” ve bu fiiller karşılığında uygulanması öngörü-

len idari para cezaları da “idari yaptırım”dır.

45

Ayrıca KK’nin Anayasa

Mahkemesi’nin iptal kararının gereklerini yerine getirmek üzere ya-

yımlanan 5560 sayılı Kanun’la yeniden düzenlenen 3. maddesinin (1)

numaralı fıkrasının “a” bendinde idari yaptırım kararlarına karşı yar-

gısal başvuru yolu olarak “idari yargı düzeni ve bu kapsamda vergi

yargısı” korunmuş; fıkranın “

b

” bendinde ise, Kanun’un (

kanun yoluna

ilişkin olanlar dışındaki

) diğer genel hükümlerinin,

idari para cezasını

gerektiren bütün fiiller bakımından uygulanacağı öngörülmüştür. Di-

ğer yandan 5560 sayılı Kanun’la düzenleme yapılmadan önce de KK’de

bulunan Ek 1. madde düzenlemesi de VUK’ta yer alan vergi yargılama

hukukunun kendine özgü düzenlemelerini saklı tutmaktadır. Tüm bu

veriler vergi kabahatlerinin KK kapsamında yer aldığını, dolayısıyla

44

Yavaşlar, “Vergi Ceza Hukuku’ndaki…”

45

Aynı yönde: “KK’nın 2.maddesinin, idari yaptırım (idari para cezası, mülkiyetin

kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler) gerektiren bütün

fiilleri kabahat olarak nitelendirmesi karşısında, adli para cezası ve hapis cezası

dışında idari tedbir gerektiren vergi suçlarının vergi kabahati sayılması zorunlu-

luğu ortaya çıkmıştır.” Şenyüz, age., s:43