

TBB Dergisi 2016 (124)
Yunus Emre YILMAZOĞLU
343
Acaba peşinen bu sonuca ulaşmak mümkün müdür? Yoksa kanun
koyucu, sonradan yürürlüğe giren genel kanunla tipik belirlemeler
yapmayı ve hükümle ilgili diğer alanlarda önceki özel düzenlemele-
rin varlığının korumasını da amaçlamış olabilir mi? Bir başka ifadeyle
genel kanun, özel kanunda düzenlenmeyen boşlukları doldurmak için
çıkarılmış olabilir mi? Bizce bu ikinci sonuç, özel kanun sistematiğinin
korunabilmesi açısından daha elverişli gözükmektedir.
D. Çatışma Alanlarının Tespitini Önceleyen Birleştirici Görüş
“VUK hükümlerinin özel olma” ya da “KK hükümlerinin genel
olma” niteliklerini önceleyen karşıt görüşlerden farklı bir yorumun
benimsenmesi mümkün gözükmektedir. Bu yorum, ne “VUK hüküm-
lerinin özel olma” niteliğini ne de “KK hükümlerinin genel olma”
niteliğini yadsımakta; ikisine karşı aynı mesafede durmakta ve yeri
geldikçe her ikisinden de yararlanmaktadır.
Bu yorumun içeriğinin doldurulabilmesi öncelikle “önceki özel
diğer yandan kanun koyucunun vergi kabahatleri açısından KK öncesine dönüşü
başlattığını belirtmektedir: “5728 SK’nın vergi kabahatlerine ilişkin olarak kimi
VUK hükümlerini, KabhK ile ilga edilmeden önceki içerikleriyle tekrar yürürlüğe
soktuğu görülmektedir. Bundan çıkartılması gereken iki sonuç vardır: Birincisi,
Kabhk’nun genel hükümlerinin vergi kabahat ve yaptırımları bakımından geçerli
olduğu bu şekilde açıkça ortaya konulmaktadır. Çünkü, örneğin KabhK md.15,
son fıkra, VUK’un md. 359, son fıkra ve md. 367, f.4 hükümlerinin ilgili kısım-
larını zımnen ilga etmemiş olsaydı, kanun koyucunun zaten yürürlükte olan
düzenlemelerin aynısını getirmesine gerek kalmazdı. Zaten yürürlükte olan bir
düzenleme, aynen tekrar yürürlüğe sokulamaz… İkinci sonuç, kanun koyucunun
KabhK ile ilga VUK düzenlemelerini tekrar yürürlüğe koyması, bu noktalarda, bu
noktalarda Kabahatler Kanunu öncesindeki sisteme geri dönmek istediğini gös-
termektedir.” Yavaşlar, “Vergi Suç ve Kabahatleri …”, s:2857-2858; Yazarın bu
değerli görüşüne şöyle bir argüman geliştirilebilir: KK, VUK ile çatıştığı alanlarda,
VUK’un özel düzenlemelerini ilga etmemiş olmakla birlikte kanun koyucu 5728
sayılı Kanun değişiklikleri ile bu alanda yaşanan tereddütleri gidermek istemiş
de olabilir.; “…5728 sayılı Kanun (m.276,280) ile Vergi Usul Kanunu’nun 359 ve
367’nci maddelerinde yapılan değişiklikler, KK’nun 15/3 ve 23/3 maddelerinin
vergi kabahatleri üzerindeki etkisini kaldırdığı yönünde yorumlanabilmektedir…
Bunun aksini düşünmekte mümkündür. Yeni oluşan kabahatler hukukunda nasıl
ki, yargılama sürecine ilişkin KK’nun ek 1 maddesi ile vergi yargılaması bakı-
mından istisnai bir durum yaratıldıysa, KK’nun 15/3 maddesine istisna olan bir
durum varsa onun da aynı şekilde –aynı yöntemle- kanunda yapılması gerekir-
di. 5728 sayılı Kanun gerekçesinde kanun koyucunun bu yönde bir amacı görül-
memektedir. Değişiklik sonrası KK’na aykırı fıkraların korunması, kanun yapma
tekniğinin bir sorunu olarak görülebilir.” Taşdelen, agm, s:782 (dipnot 62’de yer
alan açıklamalar)