Previous Page  456 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 456 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Hakan ALBAYRAK / Serkan AĞAR

455

Yargıtay’ın, öğretideki hâkim fikre katıldığı söylenebilir. Yargıtay,

6183 sayılı Kanun’a göre açılan tasarrufun iptali davalarında aciz bel-

gesinin olması gerektiğine ilişkin kanunda herhangi bir şartın belir-

tilmemesi nedeniyle 6183 sayılı Kanun’a göre açılan davalarda aran-

maması gerektiği görüşündedir.

84

Yargıtay’ın 6183 sayılı Kanun’a göre

açılan tasarrufun iptali davalarında, aciz belgesinin aranmamasına

ilişkin olarak vermiş olduğu kararları, öğretide yapılmış olduğu gibi

30. maddeye göre açılan dava ile aynı kanunun 27, 28 ve 29. maddeye

göre açılan davalar şeklinde bir ayrıma tabi tuttuğu söylenemez.

6183 sayılı Kanun’da aciz belgesi şartının düzenlenmemesinin se-

bebi, kamusal nitelikli alacakların tahsilinin özel alacaklara göre daha

kolay ve daha kısa sürede sağlanması gerektiği ve amme alacakları

için öngörülen zamanaşımı dolmadan amme alacağının tahsilini sağ-

lama düşüncesi olabilir.

85

Bu düşünce, 6183 sayılı Kanun’un düzenleniş

amacına uygun olup, kanunun ruhunu yansıtır.

Aciz belgesinin aranması konusunda 6183 sayılı Kanun’un 75.

maddesinde düzenlenen aciz haline de bakılmalıdır. Buna göre; “

Yapı-

lan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların

satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılır. Yapılan

takip safhalarıyla bakiye borç miktarı bir aciz fişinde gösterilerek aciz hali tes-

pit olunur

.” 6183 sayılı Kanun’a göre borçlunun aciz halinde sayılması

için borçlunun haczi caiz malının olmaması veya mevcut mallarının

satış bedelinin borcu karşılamaması gerekir. Borçlunun aciz halinde

sayılabilmesi için haczedilen malların satışlarının da yapılmış olması

şarttır. Aciz halinde sayılan borçlu için bir aciz fişi düzenlenir. Aciz

fişinde, yapılan takibin safahatının ve bakiye borç miktarının göste-

84

“Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6183 sayılı Yasa’ya dayanan tasarrufun iptali is-

teğine ilişkindir. Anılan Yasanın 24 ve ardından gelen maddelerinde -İİK.nun 277

maddesinde olduğu gibi- aciz vesikası ibrazını zorunlu kılan bir hüküm bulunma-

maktadır. Süresinde mal beyanında bulunmayanlar ile haczi kabil malı olmadığını

bildiren ya da beyan ettiği malın takdir edilen kıymetlerine göre borca yetmedi-

ği anlaşılan kamu borçlularının aciz halinde oldukları kabul edilerek iptal davası

açılabilir. Mahkemece İİK.277 vd. maddeleri uyarınca aciz vesikası ibrazının dava

şartı olduğu kabul edilerek davanın reddi doğru olmamış, borçlunun borca yeter

malının haczedilip edilmediği saptanmak, 6183 sayılı Yasa’nın 27-30. maddele-

rindeki tasarrufun iptali koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmak ve

böylece hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmek üzere karar bozmayı gerektir-

miştir.” (Yarg. 15. HD, 24.06.2003, 1643/3472, Kazancı İçtihat Programı).

85

Arslaner, s. 394.