

Tasarrufun İptali Davalarının Kamu İcra Hukuku ve Genel İcra Hukuku Çerçevesinde Özel...
458
tasarrufun iptali davası açılabilmesi açısından da bir araç niteliğine
dönüştürülmüştür. Ayrıca kanunda iptal nedenleri olarak düzenlenen
27, 28, 29 ile 30. madde arasında aciz belgesi açısından bir ayrıma git-
menin de doğru olmadığı ve bunun kanunun arzu etmediği bir durum
olduğu kanaatindeyiz. 6183 sayılı Kanun’un 30. maddesinin düzenlen-
me amacı, sadece kanunda 27, 28 ve 29. maddede sayılan varsayımlara
girmeyen durumlarda 30. maddenin uygulama alanı bulacağına işaret
etmektir. Kamu alacağının tahsiline imkân bırakmamak maksadıyla
üçüncü kişilerle yapılan tasarruflar iptale tabidir. Kanunda belirtilen
durumlar yalnızca birer varsayım olup, sınırlı sayıda değildir.
93
Elbet-
te ki kamunun, alacağını alamamış olması gerekir. Kanun aciz belgesi
veya aciz fişi şartını düzenlemek isteseydi bu durumu kanun metni-
nin içerisine alabilirdi.
Aciz belgesi kanuni bir şart değildir. Yargıtay’ın görüşü ise, 6183
sayılı Kanun’a göre açılan tasarrufun iptali davalarında aciz belge-
sinin aranmaması gerektiği noktasındadır. 6183 sayılı Kanun’un 30.
maddesi ile 27, 28 ve 29. maddelere göre açılan tasarrufun iptali da-
vaları arasında bir ayrımı net şekilde vurgulayan bir karara rastlana-
mamıştır. Yargıtay’a göre; müddetinde veya hapsen tazyikine rağmen
mal beyanında bulunmayanlarla, malı bulunmadığını bildiren veya-
hut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanlar hakkında
6183 sayılı Kanuna göre tasarrufun iptali davaları açılabilir. 6183 sayılı
Kanun’un amacı doğrultusunda tasarrufun iptali davalarında İİK’dan
farklı olarak aciz belgesi şartı, bilinçli bir şekilde konulmamıştır. An-
cak özellikle mal beyanında bulunanların beyanda bulundukları
malların amme alacağını karşılamaya yetmeyeceğinin araştırılması
gerekir. Bu nedenle açılan tasarrufun iptali davasında amme borçlu-
sunun aleyhine ödeme güçsüzlüğü karinesinin varlığını ve şartlarının
93
İİK’ya göre açılan bir tasarrufun iptali davasında bu durum Yargıtay tarafından
belirtilmiştir: “…borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasar-
rufları üç grup altında ve İİK’nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir.
Ancak bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar sınırlı olarak sayılmış
değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi
tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır
( İİK.m. 281 ). Bu yasal nedenle de davacı tarafından İİK.nin 278, 279 ve 280. mad-
delerden birine dayanılmış olsa dahi mahkeme bununla bağlı olmayıp diğer mad-
delerden birine göre iptal kararı verebilir.” Yarg. 17. HD, 04.11.2013, 2012/12941,
2013/14963 (Kazancı İçtihat Programı). Nitekim bu konuda bir hukuk genel kurul
kararı da mevcuttur (Yarg. HGK, 25.11.1987, 1987/15-380, 1987/872).