Previous Page  520 / 561 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 520 / 561 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (124)

Özden SAV

519

önlenmesi ve denetim altına alınması için önlem alacağı hükme

bağlanmıştı. B.M. ESKH Sözleşmesi’yle, kişilerin sağlıklı bir yaşam

sürdürme hakkının bir parçası olarak barınma hakkının bulundu-

ğu yorum yoluyla söylenebiliyordu.

f

.

Bu çerçevede yapılan yorumda yol gösterici olan B.M. İnsan Hak-

ları Komisyonu belgesi “15 sayılı Genel Yorum”la,

B.M. Kadın-

lara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi

’nde

su hakkının Kabul edildiği; böylece, devletlerin özellikle konut,

sağlık (hijyen), elektrik ve su sağlanması, ulaştırma ve haberleşme

konularında yeterli yaşam standartlarından yararlanma haklarını

sağlayı üstlendikleri söylenmişti.

g

.

V

urgulanması gereken BM bünyesindeki gelişme, BM Genel

Kurulu’nun 28 Temmuz 2010 tarihinde kabul ettiği 64/292 sayılı

kararıyla, “içme suyu (temiz su /

drinking water

) ve temizlik (

sa-

nitation

) hakkının tüm insan haklarının yaşama geçirilebilmesi

bakımından

temel bir hak

olarak kabul etmiştir.

(

2

)

S

ilahlı çatışma s

ırasında suya erişim

hakkı:

İçme ve temizlik su-

yuna erişim hakkının silahlı çatışmalar sırasında sağlanması ve

esirgenmesi ise, barış zamanındaki suya erişim hakkının kabu-

lünden çok daha eski tarihlidir:

Uluslararası Kızılhaç Komisyonu (

ICRC

) koruyuculuğunda hazır-

lanmış olan ve uygulanışı anılan örgüt tarafından izlenen 23 Ağustos

1949 tarihli “

Harp Zamanında Sivillerin Korunmasına Dair Cenevre

Sözleşmesi

”de, silahlı bir çatışma sırasında sivillerin günlük gereksi-

neceği günlük yıkanma suyu (m.85), içme suyu (m. 89) ve enterne edil-

miş olanlara günlük içme suyu sağlanması ödevi (m. 127) konusunda

özel maddeler bulunmaktadır. Yine aynı Sözleşme’de, silahlı çatışma

sırasında sivil halka sağlanması gereken gıdaya ilişkin bir dizi hüküm

de bulunmaktadır (örneğin, m. 15, 23, 36, 50, 55, 59, 76, 87, 89, 100 ve 108).

Barış zamanında BM İnsan Hakları antlaşmalarıyla, silahlı çatış-

mada ise 200 yıla varan yaşdaki antlaşmalarla, topyekün bir silahlı ça-

tışma gibi en zorlu koşullarda bile olsa insan yaşamının sürdürülebil-

mesi için kişilerin içme, temizlenme suyunu gereksindiği, devletlerin

ise bu gereksinimin karşılanması gereken önlemlerin alma konusun-

da yükümlülüğü bulunduğu kabul edilmiştir.