

TBB Dergisi 2016 (125)
Hasan DURSUN
101
lar yabancılara ve büyük çoğunluğu Saraya yakın kişiler ve paşalardan
oluşan yerli sermayedarlara verilmiştir. Bununla birlikte, imtiyaz elde
eden bu yerli sermayedarlar da hizmetin görülmesi için şirket kurul-
ması gerektiği zaman yabancı sermayeye başvuruyorlardı. Yapılan
imtiyaz sözleşmelerinde kurulacak şirketlerin Osmanlı anonim şirke-
ti olacağı koşulunu sözde yerine getirebilmek için hukuki idare mer-
kezleri olarak İstanbul veya ülke içinde başka bir kent gösteriliyor, fiili
veya gerçek yönetimmerkezleri Paris, Brüksel Londra gibi yurt dışında
bir yer oluyordu. Böylece şirket kârları yurt dışına kaçırılıyordu. Ku-
rulan şirketlere Osmanlı tabiiyeti vermekte ısrar etmenin de ne kadar
anlamsız olduğu, çıkan bazı uyuşmazlıklarda, devletlerin kendi ser-
mayedarlarının çıkarlarını savunmak için giriştikleri diplomatik ma-
nevralardan anlaşılmıştır. Doğal olarak bu korumanın ücreti de serma-
yenin çıktığı ülkenin politikasına hizmet etmesi ile ödeniyordu.
26
Günümüzde artık hiçbir ülke imtiyaz sahibinin yalnızca anonim
şirket statüsünde olmasını aramamaktadır. Çağcıl gelişmeler ve Avru-
pa Birliği normları çerçevesinde imtiyaz özel bir kişiye, şahıs ve ser-
maye şirketlerine verilebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarına da
verilebilmektedir. Hatta imtiyaz sahibinin “iş ortaklığı” (joint ventu-
re) şeklinde işi yüklenebilmesi de olanaklıdır. Bu çerçevede imtiyaz
sahibinin anonim şirket statüsünde olması koşulundan vazgeçilmesi
uygun olacaktır.
4. İmtiyaz Kavramının Kullanılmasından Vazgeçilmesi
Türkiye’nin kendisine özgü koşulları nedeniyle “imtiyaz” kavra-
mının kullanılması sakıncalıdır. Gerçi Fransızca ve İngilizcede kulla-
nılan “concession” kavramının Türkçeye “imtiyaz” olarak çevrilmesi
doğru olsa da ülkenin bu kavramı kullanmayıp bunun yerine “yet-
kilendirme” kavramını kullanması daha uygun olacaktır. Zira “imti-
yaz” kavramı hem sözcük olarak birilerine ayrıcalık tanımayı ifade
ettiğinden zihinlerde olumsuz ve “uygunsuz” (pejoratif) bir anlam
içermekte; hem de tarihsel açıdan Osmanlı İmparatorluğu’nun son
dönemindeki kapitülasyonları hatırlattığından, bazı yabancı güçlerin
sömürgeci niyetlerinin hortlamasına yönelik kuşkulara çağrışım yap-
26
Tan, T. Kamu Hizmeti İmtiyazından “Yap-İşlet-Devret” Modeline, s. 310.