Previous Page  178 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 178 / 417 Next Page
Page Background

TBB Dergisi 2016 (125)

Hasan AYKIN

177

Özelgeler, belli bir mükellefe has gerçek bir olaya ilişkindir. Bu ne-

denle diğer mükellefler için doğrudan uygulama etkisinin olmaması

beklenir. Bu tür özelgelerin anonimleştirilerek yayımlanması duru-

munda da, benzer durumdaki mükellefler için ancak bir tür rehber

mahiyetinde olması söz konusudur. Buna rağmen bazı ülke örnekle-

rinde idarenin başka mükelleflere verilen özelgeler için de kendileri-

ni bağlı kabul ettiği uygulamalar vardır. Örneğin Avustralya ve Yeni

Zelanda’da özelgeler sadece Gelir İdaresini bağlamaktadır.

60

Mükellef-

ler açısından bağlayıcılığı yoktur. Buna rağmen, mükellefin özelgeden

habersiz bir şekilde ancak özelgede verilen görüşle aynı yönde işlem

yapması durumunda Avustralya gelir idaresi mükellefin yükümlü-

lüklerini özelge çerçevesinde değerlendirmekte, özelgeyi o mükellef

açısından da uygulamaktadır. Gerek Avustralya, gerekse Yeni Ze-

landa örneklerinde, özelgelerin sadece gelir idarelerini bağlamasına

karşın mükellefler; vergilemede öngörülebilirlik sağlamak ve vergi in-

celemesi ile yüksek vergi cezası risklerinden kaçınmak amacıyla özel-

gelere uygun işlem yapmayı tercih etmektedirler. Böyle bir yapı içinde

özelgeler bir tür fiili hukuk

(de facto law)

haline gelmektedir.

OECD tarafından yapılan bir araştırmada

61

, özelgelerin bağlayıcı

niteliğinin bulunup bulunmadığı hususu da araştırılmış, özelge siste-

mi bulunan 51 ülkenin yüzde doksanında özelgelerin gelir idaresi için

bağlayıcı olduğu bilgisine ulaşılmıştır. Dolayısıyla, mükellefe özelge

yoluyla izahat verme uygulaması pek çok ülkede yaygın olduğu gibi,

aynı zamanda gelir idarelerinin büyük çoğunluğu verdikleri özelge-

lerle kendilerini bağlı kılmaktadırlar. Bu durum idareye güven ve ver-

gilemede kesinlik ilkelerinin önemli bir yansımasıdır.

Türkiye’de özelge; mükellefleri ve yargı organlarını bağlamaz.

Özelge esas itibariyle özelgeyi veren Gelir İdaresini bağlamaktadır.

Ancak, Gelir İdaresini bağlayıcılığının hukuki sonuçları açısından

sınırlı olduğunu da belirtmek gerekir. Bu bağlayıcılık, yanlış verilen

özelgeler için sadece ceza kesilmemesi ve tarh edilen vergi için gecik-

me faizi hesaplanmaması şeklinde sınırlı bir bağlayıcılıktır. Vergi tar-

hına engel olacak şekilde tam bir bağlayıcılıktan söz edilemez.

Rapor Değerlendirme Komisyonu, değerlendirmelerinde özel-

60

Alerie ve Diğerleri, a.g.e., s. 368.

61

OECD, 2015, s.290.