Previous Page  201 / 417 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 201 / 417 Next Page
Page Background

İş Yargısında İstinaf Kanun Yolu

200

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341’inci maddesine göre ala-

cağın tamamının dava edildiği durumlarda, kararda asıl istemin ka-

bul edilmeyen bölümünün belirlenen sınırı geçmemesi halinde bu ret

kararına karşı istinafa başvurulamayacaktır. Eğer alacağın bir kısmı

dava edilmişse, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341’inci maddesi-

ne göre istinafa başvuru sınırı yine alacağın tamamına bakılarak be-

lirlenecektir. Kesinlik sınırının altında kalan kısım için katılma yolu

ile istinafa başvurmak mümkündür. Şöyle ki; istinafa başvurma hakkı

olmayan veya süresini kaçırmış olan kişi cevap dilekçesi vererek katıl-

ma yoluyla istinaf başvurusu yapabilir

30

(HMK m. 348).

Binbeşyüz Türk Lirası olan parasal sınır Hukuk Muhakemeleri

Kanunu ile düzenlenen sınırdır. Diğer özel kanunlarda bu sınır ayrıca

belirlenmiş olabilir.

31

Bu takdirde belirlenen bu sınır geçerli olacaktır.

İş Mahkemeleri Kanunu da verilen hükmün kesin olması için bin Türk

Lirası sınırını getirmiştir. Kanun’un 8’inci maddesine göre bin Türk Li-

rasının altında olan kararlar için istinaf başvurusu yapılamayacaktır.

Ancak, İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı Taslağı’na göre, ise iş mahke-

Yasa koyucu, itiraz konusu kuralla, miktar veya değeri yüzbin lirayı geçmeyen

taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihaî kararların kesin olmasını davaları sü-

ratlendirmek ve Yargıtay’ın yükünü hafifletmek düşüncesiyle kabul etmiş; bu ka-

rarların bir kere de Yargıtay’ca incelenmesinde kamu yararı görmemiştir. Kaldı ki,

Anayasa’da bütün mahkeme kararlarının bir ayırım gözetilmeksizin üst mahke-

meden geçmesini zorunlu kılan bir hüküm de mevcut bulunmamaktadır. Esasen

yargı denetiminde sonsuzluk hiçbir zaman söz konusu olamaz; bir yerde kesilmesi

gerekir. Nitekim kimi kanunlarda kanun yolları gereklere göre düzenlenmiş ve

kimi kararların kesin olduğu belirtilmiştir. Öte yandan, adliye mahkemelerince

verilen bütün kararların Yargıtay’ca incelenmesini istemek, bir anlamda ilk derece

hâkimlerine güvensizliğin ifadesi kabul edilebilir. Bu güvensizliğin ise, hiçbir hak-

lı nedeni ulamaz. Yargıtay’ın kuruluşunu ve işleyişini düzenleyen ve görevlerini

belirleyen Anayasa’nın 154. maddesi, bütün kararların Yargıtay’ca incelenmesini

zorunlu kılan bir hüküm içermemektedir.

Bu nedenlerle, Anayasa’nın 36. ve 154. maddelerine aykırılığa ilişkin itirazlar da

yerinde görülmemiştir.” Karara ilişkin değerlendirme için bkz. Öztek Selçuk,

“HUMK m. 427’deki Kesinlik Sınırının Temyiz Kanun Yolunu n Amacı Bakımın-

dan Değerlendirilmesi ve Anayasa Mahkemesinin 20.01.1986 tarihli Kararı, Hukuk

Araştırmaları”, Cilt 2, Sayı 2, Mayıs-Ağustos 1987, s. 62-74.

30

Akkaya, s. 117; Yılmaz, s.56; Çiftçi, s. 65-68; Akil, s. 339; Pekcanıtez/Atalay/Öze-

kes, s. 522; Arslan/ Yılmaz/Taşpınar Ayvaz, s. 589-590; Karslı, s. 711;Ulukapı, s.

467; Çiftçi, s. 65.

31

Örneğin, İcra ve İflâs Kanunu’nun 363’üncü maddesinde, 5311 sayılı Kanun ile

yapılan değişiklik çerçevesinde icra mahkemesi kararlarına karşı istinaf başvurusu

yapılabilmesi için bin liralık bir parasal sınır öngörülmüştür.