

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararlarının Denetiminde Kanun Yolu Sorunu
78
bul edip etmediğinin sorulması, dolayısıyla sanığa HAGB ile hükmün
açıklanarak temyiz kanun yolunun açılması arasında bir değerlendir-
me yapması imkânı tanınmasının, mahkeme tarafından denetimli
serbestlik tedbirleri olarak kişi hürriyetini kısıtlayan yükümlülükler
yüklenebileceği de göz önüne alındığında, adil yargılanma ilkesiy-
le daha uyumlu olacağı
56
,ancak yine de böyle bir uygulamanın bile
HAGB kararlarının denetim süresi boyunca esastan incelenememe so-
runu çözmeyeceği düşünülmektedir.
Diğer taraftan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının
nihai bir hüküm içermediği için sanığa herhangi bir etkisi olmayaca-
ğı varsayımının doğru olmadığı Yargıtay Kararlarına da yansımıştır.
57
Özellikle HAGB kararlarının idari düzenlemelerde belirli statüler açı-
sından aranan niteliklerde engel oluşturması ve disiplin soruşturma-
larına esas alınması her zaman için mümkündür. Ayrıca HAGB ka-
rarları hukuk mahkemelerindeki yargılamalarda özellikle şahsi hak
taleplerinde dikkate alınmaktadır.
58
Ayrıca, HAGB kararlarının beş yıllık denetim süresince esastan
incelenememesinin, dolayısıyla muhakemede ortaya çıkmış olası hu-
kuka aykırılıkların denetlenememesinin İHAS›nin 6. maddesinde dü-
zenlenen adil yargılanma hakkı ve Sözleşmenin Ek 7 nolu Protokolüne
açıkça aykırı olduğu öğretide de vurgulanmaktadır.
59
Öte yandan, hükmün açıklanması kararı verilerek sanığın beş yıl
boyunca denetim süresine tabi tutularak özgürlüğünün kısıtlanması
ve yaptırımlara tabi tutulmasının aynı şekilde İHAS›nin 6. madde-
56
Taner, s.296.
Alman Ceza Mevzuatı incelendiğinde ise; hükmün açıklanmasının geri bırakıl-
ması kararı verilirken sanığın muvafakatinin aranmadığını (StGB m.59), ancak
kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilirken şüphelinin kabulünün
gerektiğini görmekteyiz (StPO m.153a). Burada şüphelinin kabulü koşulunun dü-
zenlenmesindeki gerekçe, şüpheliye tevdi edilen yükümlülüğü/yükümlülükleri
yerine getirmeyi kabul edip etmemesi hususunun tespit edilmesi gerektiğidir.
Şüphelinin yükümlülükleri kabul etmesi, suçu ikrar ettiği anlamına gelmemekte
ve ileride sanığın aleyhine delil olarak gösterilememektedir (Düsseldorf StV 08,
123).
57
Y.3.CD., 13.03.2013, E.2013/7150, K.2013/11495.
58
Kaya, s.420,421.
59
Özbek/Meraklı, s.234.Protokol, Türkiye Cumhuriyeti tarafından 14.3.1985 tari-
hinde imzalanmış, 10.3.2016 tarihinde 6684 sayılı Kanunla onaylanması uygun
bulunmuş, 28.3.2016 tarihinde de Bakanlar Kurulunca onaylanmasına karar veril-
miştir.