

TBB Dergisi 2016 (126)
Haluk TOROSLU
111
silahın mağdurun şakağına dayanarak ateşlenmesi sonucunda ortaya
çıkan netice açısından doğrudan kastın varlığını kabul etmek gerekir.
Nitekim böyle bir davranış sonucunda ölüm neticesinin ortaya çıkaca-
ğı muhakkaktır.
Fail olası kasıtta neticenin gerçekleşeceğinden emin olsaydı dahi hareketi
gerçekleştirecek iken, bilinçli taksirde neticenin gerçekleşmeyeceğinden emin
olmasaydı hareketi yapmaktan kendini alıkoyardı demek mümkündür.
Dolayı-
sıyla bilinçli taksirde risk kabul edilmemekte, taksire özelliğini veren
irade ile netice arasındaki çatışma varlığını korumaktadır; yani netice
istenmemiştir. Bu itibarla, olası kasıt ile bilinçli taksir arasındaki fark,
riskin kabul edilip edilmediği hususu bakımından ortaya çıkmakta-
dır.
39
Bununla birlikte, bilinçli taksirde yalnızca zararlı sonucun ger-
çekleşmeyeceğinin umulması yeterli değildir, ayrıca failin bu iyimser
öngörünün gerçekleşmesi için elinden geleni yapması da gerekir. Olası
kasıtta ise nötr bilinç hali, yani failin doğrudan istemese de fiili ka-
bullenmiş olması, neticenin gerçekleşmesine engel olacak potansiyel
gücü harekete geçirmemektedir.
40
39
Mantovani, s. 365; Fiandaca-Musco, s. 559, 560; Rende, s. 8; İtalyan Temyiz
Mahkemesi’nin aynı yöndeki kararları için bkz. Giovanni Fiandaca, “Sul dolo
eventuale nella giurisprudenza piu recente, tra approccio oggetivizzante-proba-
torio e messaggio generalpreventivo”, Diritto Penale Contemporaneo, 2012/1, ss.
152-162.
40
Altavilla, s. 547; Hakeri, s. 265; Demirbaş, s. 366; İçel, s. 194; Özgenç’e göre, olası
kasıtla hareket eden kişi de kanuni tarife uygun fiilin gerçekleşmesini arzu et-
memektedir; aksine bunun gerçekleşmesine sadece katlanmaktadır. Kanuni ta-
rife uygun fiilin gerçekleşmeyeceğini ümit etmek dahi bu konuda ayırıcı kıstası
oluşturmaz. Çünkü şansa bağlı bir neticeyi ümit etmek, kanuni tarife uygun fiilin
gerçekleşmesine katlanmak halinde de mümkündür. Bkz. İzzet Özgenç, “Bilinçli
Taksir”, Prof. Dr. Çetin Özek Armağanı, İstanbul 2004, s. 719; Olası kast ve bilinçli
taksir arasındaki ayrımı bilinçli taksirde kanuni tanıma uygun fiilin gerçekleşme-
sinin istenmemesine veya arzu edilmemesine veya ümit edilmemesine dayandı-
rılması isabetli değildir. Bilinçli taksir konusunda 1962 Alman Ceza Kanunu Ta-
sarısında yer alan tanım genel kabul görmektedir. Buna göre; kanuni tarife uygun
fiilin gerçekleşmesini muhtemel addetmekle beraber, bu fiili gerçekleştirmeyece-
ğine yükümlülüklerine aykırı ve muaheze edilebilir bir şekilde güven besleyen ve
bu güvenle hareket eden kişi de (bilinçli) taksirle hareket etmiş olur. Yani bilinçli
taksirde fail, gerçekleşebileceğini öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceğine yü-
kümlülüklerine aykırı olarak güvenmektedir. Bkz. Koca-Üzülmez, s. 213; Ceza
Genel Kurulu, tartıştığı bir kişiyi korkutarak olay yerinden kaçırmak amacıyla
hareket eden ve kimseyi özelikle hedef almayan sanığın, doğrudan öldürme veya
yaralama kastı ile hareket etmediği, ancak elindeki elverişli silahla ve silahın etki
alanı içerisinde kendisinin de oturduğu ve maktulün öldüğü apartman da dâhil