

Bilinçli Taksir Üzerine Bir Değerlendirme
112
Bilinçli taksir hallerinde failin gerçekten kendisine güven duyma-
sını ve neticenin meydana gelmeyeceğine inanmasını sağlayan süb-
jektif gerekçelerin, aynı zamanda objektif olarak da kabul edilebilir,
makul görülebilir gerekçeler olması gerekir. Aksi takdirde kendisine
aşırı derecede güvenen, en acemi oldukları hususlarda bile gözü kara
olan kimselerin, hiçbir şekilde olası kast sorumluluğu olmayacaktır.
Bu bağlamda, faildeki kendine güveni ve neticenin meydana gelmeye-
ceğine ilişkin düşünceyi ortaya koymadaki en önemli kıstaslar; failin
kişilik özellikleri, yetenekleri, bilgi ve eğitim düzeyi ve neticenin mey-
dana gelmemesi için gösterdiği gayret olacaktır.
41
Bu doğrultuda, düğün yerinde, insanların bulunduğu bir ortam-
da tabanca ile yere paralel şekilde birkaç el ateş eden bir kimsenin
olası kasıtla hareket ettiğinin kabul edilmesi gerekir.
42
Zira böyle bir
durumda failin neticenin gerçekleşmeyeceğine dair bir inancı bulun-
duğu şeklindeki savunması objektif açıdan kabul edilebilir nitelikte
olmayacaktır.
Bu noktada bilinçli taksirde de failin neticenin gerçekleşmeyece-
ğinden emin olmadığı, bu konudaki riski bir şekilde kabul ettiği; an-
olmak üzere çok sayıda yüksek katlı ev bulunan şehir merkezinde havaya doğ-
ru iki el ateş ettiği olayda, failin mermilerden birinin herhangi bir kişiye isabet
edebileceğini öngörmüş ve buna rağmen ateş etmiş olması sebebiyle öngördüğü
neticeyi göze aldığı ve kabullendiğine ve dolayısıyla fiilin “olası kastla öldürme”
suçunu oluşturacağına hükmetmiştir. Bkz. YCGK, T. 7.6.2011; E. 2011/1-54, K.
2011/120.
41
Karakehya, s. 157.
42
1. CD T. 8.6.2009, E. 2008/862, K. 2009/3307; 9. CD T. 08.06.2009, E. 2008/862,
K. 2009/3307; Sanığın, şehir merkezinde, iki caddenin kesiştiği yerde bulunan
çayevinin önünde tabanca ile iki el havaya ateş ettiği ve maktulün de, sanığın
tabancasından çıkan merminin isabeti sonucu öldüğü hususunda bir kuşku bu-
lunmamasına karşın, sanığın; maktulü doğrudan hedef aldığına ilişkin yeterli
kanıt bulunmamaktadır. Buna göre atış mesafesi, kullanılan silahın niteliği, elve-
rişliliği ve etki alanı, tanık anlatımları ve dosyadaki kanıtlar göz önünde bulundu-
rulduğunda; tartıştığı diğer sanığı korkutarak olay yerinden kaçırmak gayesiyle
hareket eden ve kimseyi özelikle hedef almayan sanığın, doğrudan öldürme veya
yaralama kastı ile hareket etmediği, ancak elindeki elverişli silahla ve silahın etki
alanı içerisinde kendisinin de oturduğu ve maktulün öldüğü apartman da dâhil
olmak üzere çok sayıda yüksek katlı ev bulunan şehir merkezinde havaya doğru
iki el ateş etmesi sonucunda, mermilerden birinin herhangi birisine isabet edebi-
leceğini öngördüğü, buna rağmen ateş etmek suretiyle öngördüğü neticeyi göze
aldığı ve kabullendiği, bunun sonucunda da maktulün ölümüne neden olduğu
olayda, eyleminin, “olası kastla öldürme” suçunu oluşturacağı kabul edilmelidir.
Bkz. YCGK, T. 7.6.2011; E. 2011/1-54, K. 2011/120.