Previous Page  131 / 393 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 131 / 393 Next Page
Page Background

Yargıtay Kararlarında Töre Saikiyle Öldürme Suçu

130

2- Kolektif Bir Kararın Ve Aile Meclisi Kararının Bulunması

Gerektiği Düşüncesi

Töre saiki ile işlenen cinayetlerin kolektif bir kararın ürünü oldu-

ğuna vurgu yapmak amacıyla geliştiren ve uygulamada birlik sağla-

maya yönelik bu düşünce, 2008 yılında Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin

bozma kararları ile şekillenmiş bulunmaktadır. Ancak ilk aşamada

verdiği bozma kararlarında, Yargıtay bu düşüncesine dayanak teşkil

edecek herhangi bir veriye yer vermemiş, öğretide yer alan herhangi

bir tartışmaya değinmemiştir.

13

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan töre saikinin ispatında

kullanılan “aile meclisi kararı” ölçütü “geniş aile” varsayımına dayan-

maktadır. Ancak Yargıtay, bu varsayımında “geniş aile” yapısı ile ilgili

belli ön kabullerden hareket etmekte, genelleme yaparken konuya ge-

reken hassasiyeti göstermemektedir. Yargıtay’ın töre cinayetinin işlen-

diği ailenin sadece geniş bir aileden oluşması gerektiği ve bu ailenin

de ancak ileri gelenlerinin toplanarak cinayet konusunda karar ver-

mesi gerektiği savı, “

töre cinayeti

olarak adlandırılan cinayetlerdeki

13

Yargıtay

1.CD.

’nin 14.03.2008 tarih ve 2007/6700 E, 2008/1986 K sayılı kararı:

“Kardeşe, çocuğa ve gebe olduğu bilinen maktule karşı işlenen öldürme suçunun,

alınan aile meclisi kararı sonucu gerçekleştirildiğini gösteren kesin ve inandırıcı

kanıt bulunmadığı bu nedenle suçun töre saikiyle işlendiğinden söz edilemeye-

ceği anlaşıldığı halde, 5237 sayılı TCK’nun 82/1-d-e-f maddeleri yerine 82/1-d-k

maddeleri uyarınca karar verilmesi… bozmayı gerektirmiştir.”

Yargıtay

1.CD.

’nin 25.04.2008 tarih ve 2007/8437 E, 2008/3340 K sayılı kararı:

“Maktule Hatice’nin önceden evlenip boşandığı ve anne babası ile beraber yaşa-

maya devam ettiği, bu süre içerisinde kız kardeşi Ayten’in eşi olan Remzi Yılmaz

ile cinsel birliktelik yaşayıp hamile kaldığı, çocuğu aldırdığı, bu durumun babası

ve kardeşleri tarafından öğrenilmesi üzerine olaydan bir ay kadar önce Remzi ile

beraber kaçtıkları, olayı öğrenen sanıkların toplanarak konuyu konuşup öldürül-

mesi konusunda karar aldıkları, bu karar doğrultusunda maktuleyi arayıp Beyşe-

hir ilçesinde olduğunu öğrenmeleri üzerine sanıklardan Musa, Mehmet, Yüksel

ve Hayati’nin buradan maktuleyi alıp getirdikleri ve öldürme fiilinin de Dursun

tarafından gerçekleştirdiği olayda, sanıkların töre saikiyle hareket ettikleri ve hak-

larında 5237 sayılı TCK.82/1.maddesinin “k” bendinin de uygulanması, suçun

işlenmesindeki saik nedeniyle tahrike dayalı indirimden de yararlandırılmama-

ları gerektiği halde yazılı şekilde suç vasfının belirlenmesinde ve tahrike dayalı

indirimde hataya düşülmesi… bozmayı gerektirmiştir.”

Ayrıca bkz.Yargıtay 1. CD.’ nin 01.02.2010 tarih ve 2009/8861 E, 2010/605 K sayılı

kararı, Yargıtay 1. CD.’ nin 22.01.2010 tarih ve 2009/1759 E, 2010/246 K sayılı ka-

rarı, Yargıtay

1.CD.

’nin 24.01.2008 tarihli kararı ile onanan Gaziantep 3.ACM.’ nin

15.09.2006 tarih ve 2005/452 E, 2006/245 K sayılı kararı.