

TBB Dergisi 2016 (126)
Recep DOĞAN
131
şiddetin, belirli bir “öteki” kültürel yapının, daha doğrusu “ötekilerin”
sorunu olduğu ön kabulünden kaynaklanmaktadır.
Bu ön kabulde, modernlikten veya “modernite”den nasibini ala-
mamış “ötekilerin” cinayete neden olan zararlı kötü bir geleneğinin
mevcut olduğu, sorunun kaynağının bu kötü “töre” olduğu düşüncesi
hâkimdir. Adeta Batı’da görülen kendi kültürü dışındaki kültürlerin
kadın karşıtı olduğu, bu nedenle kötü olduğu düşüncesini yansıtan
“şarkiyatçı”
14
söylemlerde olduğu gibi, bu yaklaşımın da temsiliyet ve
iktidar ilişkileri bağlamında şarkiyatçı temellerinin olduğunu söyle-
memiz hata olmaz. Çünkü burada Edward Said’in
15
sürekli dile ge-
tirdiği “temsiliyet” olgusundan hareketle, yargı organı şiddete neden
olan zararlı kültürel geleneğin ne olduğu, nasıl oluştuğu veya kayna-
ğı ile ilgilenmemekte, bu zararlı geleneğin nasıl temsil edildiği husu-
suna yoğunlaşmaktadır. Bir başka deyişle, yargı organı bu geleneğin
kendisine yaygın bir biçimde sunulan tezahürü ile ilgilenmekte, diğer
hususları göz ardı etmektedir. Zararlı geleneğin algılanan tezahürüne
yoğunlaşma ise ana-akım kültürde görülen şiddet eylemlerinin yok
sayılmasına, görmezden gelinmesine veya ikincil plana itilmesine ne-
den olmaktadır.
Yine “aile meclisi kararı” gibi tanımlamalar ile konuyu basitleş-
tirmek, sadece ve sadece siyasi iradenin kısa sürede çözüm sağlayaca-
ğını düşündüğü, önleyici politikaların üretilmesine izin verir. Çünkü
bu durumda önem atfedilen şey, suçun dış görünümü, belirtisi veya
yansıtılan biçimidir. Şiddet olayının kökeninde yatan ve daha geniş
toplumsal sonuçları olan asıl komplike faktörler ise önemli gözükme-
mektedir. Asıl faktör ya popüler olmadığı için siyasi iradenin ilgisini
çekmez ya da çetrefilli olduğu için kısa sürede sonuç alınması müm-
kün değildir. Dolayısıyla sorunları kısa sürede çözme mantığına da-
yanarak varlığını sürdüren siyasal iktidar, sorunu basitleştirerek kısa
sürede çözüm sağlayacağını düşündüğü, önleyici politikaların üretil-
mesine izin verir. Siyasi iradenin kendine sunduğu hukuki metinle
hareket eden yargı da, “töre cinayetlerini” tanımlama sorunu ile karşı
14
Edward W Said, Orientalism, Western Conceptions of the Orient, Routledge and
Kegan Paul Ltd., London, 1978.
15
Said, 1978.