

Haklı Beklentilerin Korunması İlkesine Yönelik Türk ve İngiliz İdare Hukuku Yaklaşımı ...
218
bir kişi ya da belli bir grup hakkında karar alması ve ardından alınan
bu kararı iptal etmesi durumunda haklı beklenti ortaya çıkabilmekte-
dir. İkinci durumda, bir kamu idaresi açık veya zımni olarak belli bir
kişi veya grup hakkında belli bir usulü ya da ilkeyi takip edeceğini
ifade etmesine rağmen sonradan bu taahhüdünden farklı bir şekilde
hareket etmesi halinde haklı beklenti ortaya çıkabilmektedir. Üçüncü
durumda, bir kamu idaresi belli kararlarla ilgili olarak izlenecek usul
ve ilkeyle ilgili genel bir taahhütte bulunmuş ve sonrasında somut bir
olayda bu usul ve ilkeden ayrılmış, bir başka ifade ile somut olayda
bu usul ve ilkeyi uygulamamıştır. İkinci ve üçüncü durum arasındaki
temel fark, ilkinde izlenecek usul veya verilen taahhütten genel olarak
bir vazgeçme söz konudur, diğerinde ise izlenecek usul ve verilen ta-
ahhütten vazgeçme söz konusu değildir ancak somut olayda bu usul
ve taahhüt uygulanmamıştır. Son olarak, bir kamu idaresinin daha
önceki genel bir taahhüdünden yeni bir karar alıncaya kadar geçen
zaman içerisinde ortaya çıkan yeni bir yasal düzenleme ya da düzen-
leyici işlem sebebiyle ayrılması durumu söz konusu olabilmektedir.
Schønberg’in bu son durum ile ifade etmek istediği husus, bireylerin
yeni bir yasal düzenlemeye ya da düzenleyici işleme tabi tutuldukları
şeklinde yorumlanabilmektedir.
İngiliz idare hukuku açısından haklı beklentinin kaynağı göste-
ren bu dört durumun tamamının, Türk idare hukuku açısından her
zaman geçerli olduğu söylenemez. Şöyle ki Schønberg’in haklı bek-
lentinin ortaya çıkacağı ilk durum olarak ifade ettiği (bir kamu idare-
sinin bir kişi ya da belli bir grup hakkında karar alması ve ardından
bu kararı iptal etmesi) durumda Türk idare hukuku açısından haklı
beklentinin ortaya çıkabilmesi mümkün değildir. Yukarıda Oğurlu ta-
rafından da ifade edildiği üzere,
“doğumu anında hukuka uygun olarak
tamamlanmış ve böylece kişiye özgü lehte sonuçlar doğurmuş, daha sonra (...)
işlemin geri alınması gibi nedenlere rağmen hukuk düzenince korunması gere-
ken hak”
haklı beklentiyi değil kazanılmış hakkı gündeme getirmekte-
dir. Schønberg’in haklı beklentinin ortaya çıkacağı üçüncü durum (bir
kamu idaresi belli kararlarla ilgili olarak izlenecek usul ve ilkeyle ilgili
genel bir taahhütte bulunmuş ve sonrasında somut bir olayda bu usul
ve taahhütten ayrılmıştır), Türk idare hukuku açısından haklı beklen-
tilerin korunması ilkesinden daha ziyade eşitlik ilkesi gündeme getir-
mektedir. Schønberg’in son durumu (yeni bir yasal düzenlemeye ya