

İdari Yargıda İstinaf Kanun Yolu
244
kısıtlayıcı ve daraltıcı nitelikte olduğu söylenebilir. İdari yargı bakı-
mından böyle bir düzenleme (miktar bakımından getirilen sınırlama)
hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkı bakımından ne Ana-
yasa Mahkemesi’ne ne Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yargıla-
ma konusu yapılmamıştır. Ayrıca Anayasa’da iki dereceli yargılamayı
öngören herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
28
Ancak 30.03.2005
günlü ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda öngörülen parasal sını-
rın altında kalan idari para cezalarına karşı başvuru üzerine verilen
kararların kesin olacağına ilişkin hüküm Anayasa’nın 152. maddesine
aykırılığı sebebiyle itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi önüne gelmiş
ve Mahkeme, 01.03.2006 tarihli ve 2005/108E, 2006/35K sayılı kararın-
da, her ne kadar adil yargılanma hakkıyla ilintili olan Anayasa’nın 36.,
140. ve 142. maddelerinden bahsetmiş ise de, 5326 sayılı Kabahatler
Kanunu’nun 28. maddesinde yer alan ve iki dereceli yargılanma hak-
kına getirilen istisnai hüküm açısından bir irdeleme yapmamıştır. Yine
ceza mahkemelerinden verilen ve miktarı iki milyar lirayı (2000 TL’yi)
geçmeyen mahkûmiyet hükümlerinin temyiz edilemeyeceği kuralını
öngören kanun maddesinin Anayasa aykırı olduğu iddiasıyla yapılan
başvuruya istinaden Anayasa Mahkemesince verilen 23.07.2009 tarihli
ve 2006/65E, 2009/114K sayılı kararda, itiraz konusu kanun madde-
sinin iptaline karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi bu kararıyla,
ceza mahkemelerinde verilen ve miktarı iki milyar lirayı (2000 TL’yi)
geçmeyen mahkumiyet hükümlerinin temyiz edilemeyeceği kuralını
öngören düzenlemeyi iptal etmiş olsa da, kararın gerekçesinde, doğ-
28
Alangoya, hukuk yargılamaları açısından Anayasa madde 154’ün Yargıtay’ı
düzenleyen maddesini referans alarak mahkeme kararlarının bir üst mahkeme
tarafından kontrolünün Anayasa’da açıkça düzenlenmiş olduğunu savunmak-
tadır. Alangoya’ya göre iki dereceli (temyiz) yargılama sistemi anayasa gereği-
dir. Anayasa madde 36 hükmündeki hak arama ve adil yargılanma hakkının bir
unsuru da bu kontroldür. Ancak ilk derece mahkemeleri, istinaf mahkemeleri,
temyiz mahkemeleri şeklinde üçlü bir değerlendirme anayasal bir zorunluluk de-
ğildir. Bkz. Yavuz Alangoya, “Kanun Yolunun Anayasal Temeli ve HUMK m.427
Hükmü ile Kanun Yolu Kapatılmış Olan Kararlara Karşı Kanun Yoluna Müracaat
İmkânı”, 75. Yaş Günü İçin Prof. Dr. Baki Kuru Armağanı, TBB Yayını, Ankara
2004, s.31,40. Yıldırım ise Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Kararları ışığında
kanun yoluna başvurma hakkının anayasal bir temeli olduğunu, adil yargılanma
hakkı için istinaf kanun yolunun da gerekli olduğunu ancak bunun da yeterli ol-
mayacağını ifade etmektedir. Bkz. Kamil Yıldırım, Hukuk Devleti Gereği: İstinaf,
Nesil Matbaacılık, 2000, s. 23, 146.