

TBB Dergisi 2016 (126)
Arif Barış ÖZBİLEN
297
MK m. 731/f. 2 hükmü, taşınmaz mülkiyetinin kanundan doğan
kısıtlamalarının ortadan kaldırılmasına veya değiştirilmesine ilişkin
sözleşmenin resmî şekilde düzenlenerek tapu kütüğüne şerh verilmesi
gereğini öngörmektedir. Sınırlı aynî haklara ilişkin olarak kanun ta-
rafından getirilen kısıtlamaların kaldırılmasına veya değiştirilmesine
dair sözleşmeler hakkında doğrudan doğruya uygulanabilecek bir
hükmün Medenî Kanunda bulunmaması nedeniyle, taşınmaz üzerin-
deki sınırlı aynî hak ile ilgili olarak kanundan doğan bir kısıtlama-
nın söz konusu olması hâlinde de, MK m. 731/f. 2 hükmünün kıyasen
uygulanması gerekir.
99
Öyleyse, yüklü taşınmaz malikinin üst hakkı
üzerinde kanunî ipoteğin kurulmasına yönelik talep hakkından fera-
gat etmesi hâlinde de, söz konusu hukukî işlemin resmî şekilde düzen-
lenerek tapu kütüğüne şerh verilmesi gerekecektir.
Bununla birlikte, resmî şekilde düzenlenerek tapuda şerh veri-
len feragat, yalnızca üst hakkını kuran irtifak sözleşmesinin tarafla-
rı arasında hüküm doğurabilir. Nitekim burada, şerhin eşyaya bağlı
borç etkisi yarattığı söylenemez. Yüklü taşınmaz malikinin üst hakkı
üzerinde kanunî ipoteğin tescilini talep etmeyeceğine ilişkin taahhü-
dünün tapuda şerh edilmesi, yüklü taşınmazın sonraki malikleri açı-
sından rol oynamayacak, onları bu borçla (kanunî ipoteğin tescilini
talep etmeme borcu ile) yükümlü kılmayacaktır. Zira kanunî ipoteğin
kurulması yönündeki talep, yüklü taşınmaz üzerinde sahip olunan
mülkiyet hakkına değil, irat alacağına bağlı bir haktır. Yüklü taşınmaz
malikinin, gerek üst hakkı iradına ilişkin borcun ödenmesi, gerekse
bu borcu garanti altına alan kanunî ipoteğin kurulması yönündeki
taleplerini ileri sürebilmesi için üst hakkı iradına ilişkin alacağın sa-
hibi olması şarttır. Dolayısıyla, tapuda şerh verilmiş dahi olsa feragat,
yüklü taşınmazın sonraki maliklerine karşı ileri sürülemeyecektir.
Öte yandan, kanunî ipoteğin kurulmasına yönelik talep hakkından
kararı: “…paydaşın şuf’a hakkından herkese karşı feragati gayrimenkul mülki-
yetinin takyidini ilga ve tadilini tazammun etmesi sebebiyle geçerli olması için
resmî şekilde yapılarak tapuya tescil edilmesi gerekir”. Ayrıca bkz. Yarg. İBK,
16.5.1951 tarih ve 19/3 sayılı kararı (Bkz.
http://www.kazanci.com(erişim ta-
rihi: 27.5.2015)). Bu konuda ayrıca bkz. Şükran Taman Şıpka, Türk Hukukunda
Kanunî Önalım (Şuf’a) Hakkı (MK m. 659), İstanbul 1994, sh. 111-114. Yazar, resmî
şekilde yapılmış, fakat tapuya tescil ettirilmemiş olan mutlak feragatin sadece ta-
raflar arasında geçerli olduğunu savunmaktadır (sh. 112).
99
Sirmen, sh. 606.