

AİHM ve Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Gizli Tanıklara Soru Sorma Hakkının ...
150
soramadığını belirterek, Anayasa’nın 36. maddesinde tanımlanan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür (§1).
Başvurucu, Cumhuriyet Başsavcılığı’ndaki ifadesinde, sorguda ve
yargılamanın ilk iki celsesinde Türkçe savunma yapmıştır (§ 11). İlk De-
rece Mahkemesi, soruşturma evresinde dinlenen gizli tanığın beyan-
larını sanık ve müdafiinin bulunmadığı bir ortamda, günü ve saati sa-
vunma tarafına bildirilmeyen bir tarihte (celse arasında) tespit etmiştir.
Tanığın neden bu şekilde dinlenmesi gerektiği hususunda tutanaklarda
bir gerekçeye yer verilmemiştir. Ancak yargılamanın 3. celsesinde, baş-
vurucu ve müdafiine, gizli tanığa sormak istedikleri hususları bildirme-
si için yedi günlük bir süre vermiştir. Sanık müdafiinin dilekçe sundu-
ğuna dair bir bilgi duruşma tutanaklarına geçmemiştir (§12). Mahkeme
tarafından gizli tanığın beyanları 20/6/2012 tarihinde alınmıştır. Tanı-
ğın kimliğinin gizlenmesi hususunda gerekçe gösterilmemiş ve karara
dayanak olabilecek hukukî ve fiilî nedenlere yer verilmemiştir. Gizli
tanığın beyanlarının alındığı celsede Cumhuriyet savcısı da hazır bu-
lunmuştur (§13). Yargılamanın 5. celsesinde, celse arasında mahkemece
tespit olunan gizli tanık beyanları okunmuş ve başvurucu müdafii gizli
tanık beyanlarını kabul etmediğini bildirmiştir. Başvurucunun beyan-
lar
ı
ise
“Kürtçe konuştuğu görüldü, anlaşılamadı.”
şeklinde zapta geçmiştir
(§14). Başvurucu hakkında bazı suçlardan mahkûmiyet kararı verilmiş
ancak Yargıtay bazı suçlar bakımından kararı, itiraz kanunu yoluna
başvurulması gerektiği, terör örgütüne üye olmak ve patlayıcı madde
bulundurma suçlarından dolayı kurulan hükmün yeterli delil bulun-
mamakla birlikte 6352 sayılı kanunun 85.maddesiyle TCK m.220/6’daki
değişikliğin dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun takdir ve
tayininde zorunluluk bulunması gerekçeleri ile bozmuştur (§16). Gizli
tanık ifadesinin esas alınmasına ilişkin herhangi bir inceleme yapma-
mıştır. İlk derece mahkemesi, Yargıtay kararında belirtilen bozma ne-
denlerini gözeterek yeni bir yargılama yapmış ve mahkûmiyet kararı
vermiş ve bu karar da Yargıtay tarafından onanmıştır (§20).
Anayasa Mahkemesi tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği id-
diasını kabul edilebilir bulmuştur (§50). Yargılamayı bir bütün olarak
değerlendirmiştir (§51). Sözleşmenin 6.maddesine atıf yaparak, adil
yargılanma hakkının hakkında suç isnadı olan kişiye iki hak sağlan-
dığını; bunlardan ilkinin aleyhe olan tanıkları çapraz sorgulama hak-
kı olduğu, diğerinin de kendi tanıklarının da iddia tanıkları ile eşit