

TBB Dergisi 2016 (127)
Burcu DÖNMEZ
153
riyet savcısı tarafından, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafın-
dan alındığı tespit edilmiş; mahkeme tarafından yapılan dinlemenin
celse arasında başvurucuya haber verilmeksizin yapıldığı; bununla
birlikte, ilk derece mahkemesinin, dinlemeden önceki bir aşamada 3.
celsede başvurucu ve müdafine, gizli tanığa sormak istedikleri husus-
ları bildirmesi için yedi günlük süre verdiğini ve 5. celsede, mahke-
mece tespit olunan gizli tanık beyanlarını okuduğunu; başvurucunun
müdafii gizli tanık beyanlarını kabul etmediğini bildirdiğini fakat
başvurucunun beyanlarının
“kürtçe konuştuğu görüldü, anlaşılama-
dı
”
şeklinde, zapta geçirildiğini ifade etmiştir (§70).
3- Başvuruda, Çay Bahçesinde meydana gelen patlama olayla-
rı ile bombalı saldırı sonucu belediye otoparkında belediyeye ait bir
aracın camlarının kırılması olayına ilişkin olarak, olay tutanakları ile
gizli tanık beyanının mahkûmiyet hükmüne esas alındığı, hükmün
esas olarak gizli tanığın anlatımına dayandığı gözlemlenmiştir. Ana-
yasa Mahkemesi, gizli tanık anlatımının belirleyici delil olduğunu,
çünkü gizli tanık ifadesine kadar, bu olaylarla ilgili olarak hiç kimseye
bir isnatta bulunulmadığını; meydana gelmiş olan maddi vakıalar ile
başvurucu arasındaki bağlantının, gizli tanık beyanı dikkate alınarak
kurulduğunu tespit etmiştir (§71).
4- Bu tespitten sonra Anayasa Mahkemesi son olarak savunma
tarafına dengeleyici güvenceler sağlayan bir usulün yürütülüp yü-
rütülmediğini değerlendirmiştir. Yargılamayı yapan mahkemenin,
savunma tarafının haklarını korumak amacıyla sanık ve müdafiine,
gizli tanığa sormak istedikleri hususları bildirmesi için yedi gün süre
verdiğini ve 5. celsede, gizli tanık beyanlarının tarafların huzurunda
okunduğunu, tanığın, mahkeme heyeti tarafından dinlendiğini ve he-
yetin tüm üyelerinin tanığın reaksiyonlarını doğrudan gözlemleyebil-
diğini (§72); ancak , başvurucu ve müdafii, gizli tanığın beyanlarının
tespiti sırasında hazır bulunmadığından, ses bağlantısı yoluyla da olsa
onu sorgulayamadığını, sorulan sorulara verdiği cevaplar hakkında
kişisel izlenim edinme fırsatı elde edemediğini ve tanığın beyanları
arasındaki çelişkilere Mahkemenin dikkatinin çekilemediği belirtil-
miştir. Bu nedenle, savunma tarafının sorgulama yoluyla gizli tanığın
güvenilirliğini test edemediğini kabul etmiştir. Söz konusu tanığın
beyanlarının daha sonra İlk Derece Mahkemesince sanık (başvurucu)
ve müdafiinin huzurunda okunmuş olmasını ve başvurucuya tanık