Previous Page  257 / 437 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 257 / 437 Next Page
Page Background

(Küçüğün Korunması Bağlamında) Adli Yargı Kararlarının İdari Yargıda Yorumlanması

256

Bu tespitten şu sonuç çıkar: 1990 yılında 12 yaşındaki iken Asli-

ye Hukuk Mahkemesi kararıyla koruma altına alınan (A) hakkında,

reşit olduğu tarihte koruma kararının kaldırılması yönünde verilmiş

bir mahkeme kararı yoktur. Bir başka ifadeyle, (A), Devletin koruması

altında iken reşit olmuştur.

Nitekim bozma ilamına uyularak verilen kararda, 18 yaşın (bozma

üzerine yapılan yargılama öncesinde) tamamlanmış olmasından dola-

yı,

“koruma kararının, yasal nedenle kalkmış olduğu”

belirtilerek, (A)’nın

reşit olduğu tarihi de kapsayan bozma ilamına kadarki dönemde

“hu-

kuken geçerli biçimde kaldırılmış bir koruma kararı bulunmadığı”

da tespit

edilmiştir.

c. Bu kararların idari yargıya etkisi ve ortaya çıkardığı sonuçlar

Yukarıda da belirtildiği üzere, Danıştay, daha önce yürütmenin

durdurulmasına karar vermiş olmasına rağmen, aksi yöndeki onama

kararında bir gerekçe belirtmemiştir. Bu durumdan, idare mahkemesi

kararındaki gerekçenin aynen benimsendiği sonucu çıkmaktadır.

Benimsenen gerekçeye göre;

(1)

(A) 18 yaşını tamamlamakla hakkında verilen koruma kararı Kanun

hükmü uyarınca yasal olarak son bulmuştur,

(2)

(A)’nın yurt ile ilişiği 18 yaşını tamamlamadan önce kesilmiş ve reşit

oluncaya kadar idareye bağlı yurtlarda barınmamıştır,

(3)

Dolayısıyla (A), Tüzükte sayılan koşulları taşımamaktadır,

(4)

Bu nedenle de korunmaya muhtaç çocukların işe yerleştirilmesini

amaçlayan 3413 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanması mümkün değildir.

Görüleceği üzere, adli yargıdaki kabulün tersine, idari yargı; 18

yaşını tamamlamakla hakkındaki koruma kararı yasal olarak son bul-

madan önce (A)’nın yurt ile ilişiğinin fiilen kesilmiş olmasını, mevzu-

atta sayılan koşulların taşınmadığı (kaybedildiği) sonucuna ulaşmak

için yeterli kabul etmiştir. Bir başka ifadeyle, idari yargı, dolaylı da olsa

adli yargıda bozma ile etkisizliği tespit edilen, maddi anlamda kesin

hüküm niteliği kazanmayan ve icrası durdurulan koruma kaldırma

kararına değer atfetmeyi tercih etmiş ya da

“dava konusuz kaldığından