

TBB Dergisi 2016 (127)
Süleyman Sırrı TERZİOĞLU
65
Yine
mükellefler
de bu çerçevede değerlendirilebilir. Mükellefler,
kanunun açık hükmüne dayanarak idarenin zorla, geçici olarak ve bir
görevin yerine getirilmesi için hizmete aldığı kişilerdir. Kural olarak
devletten aylık almazlar. Mükellefiyete örnek olarak seferberlik döne-
mi, köylü için Köy Kanunu’ndan doğan zorunlu bazı yükümlülükler
gösterilebilir.
65
Bu yükümlülükleri yerine getirirken, mükelleflerin de
temel hak ve özgürlüklerin ihlâline yol açan faaliyetlerinden dolayı bi-
reysel başvuru yoluna gitmek mümkündür. Zira bu faaliyetler devlet
adına yapıldığı için devlete atfedilebilmesi mümkündür.
Benzer bir örnek Alman hukukunda da yer almaktadır. Alman
hukukunda sadece polis memurları gizli soruşturmacı olabilir. An-
cak soruşturmada gizli soruşturmacı dışında kalan
güvenilir kişi
ya da
muhbirlerin
kullanılması da mümkündür. Bu kişilerin meşruiyeti Al-
man Ceza Muhakemesi Kanunu’na (mad. 161 ve 163) dayandırılmakta-
dır. Alman öğretisinde bu gibi kişilerin resmî kurallara uyularak gö-
revlendirilmiş olmaları durumunda Alman Ceza Kanunu (mad. 11/2)
çerçevesinde kamu görevlisi olarak değerlendirilebilecekleri, ayrıca
kamu idaresinin bilinçli bir şekilde sıradan vatandaşı bu şekilde ka-
musal faaliyetlere sokması durumunda, kamusal yükümlülüklerden
kurtulamaması gerektiği ifade edilmektedir. Ayrıca bu gibi kişilerin
eylemlerinin kamu gücüne dayanılarak yapıldığı, işlemlerinin de bu
nedenle bireysel başvuruya konu olabileceği kabul edilmesi gerektiği
ileri sürülmektedir.
66
Zaman zaman da kanun koyucu, özel hukuk tüzel kişiliğini haiz
kurum oluşturup kamusal yetkiler vermektedir. Burada bireysel baş-
vuru açısından önemli olan, kuruluşun eylemi gerçekleştirirken kamu
gücü yetkisini kullanıp kullanmadığı, eyleminin devlete atfedilip at-
fedilemeyeceğidir.
Kamuya ait şirketlerin ya da bazı durumlarda özel şirketlerin fa-
aliyetlerinin devlete atfedilebilmesi için, esasen devlet organları tara-
fından yerine getirilmesi gereken faaliyetleri gerçekleştirebilmesi ko-
nusunda iç hukuk tarafından bunlara yetki verilmiş olması gerekir.
65
Oğuz Sancakdar, İdare Hukuku Teorik Çalışma Kitabı, 4. Baskı, Seçkin Yayıncılık,
Ankara, 2014, s. 418
66
Uğurlubay, s. 1245