

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda, Hak İhlâline Yol Açan Kamu Gücü Faaliyetinin, ...
64
Bu durumun idare hukukunda
fiilî memur teorisine
karşılık geldiği
söylenebilir. Bir kişi anayasa ve kanundan yetki almadıkça kamusal
yetki kullanamaz. Ancak bazı durumlarda aslında yetkisiz olan bir
kişinin yaptığı bir işlem geçerli olarak kabul edilmektedir. Fiilî memur
teorisi,
görünüş teorisi (görünüşte memur)
ve
zaruret hâli teorisi (zarurî
memur)
olarak ikiye ayrılmaktadır. Örneğin bir memurun görevden
alınmasından sonra yaptığı işlemler, iyi niyetli üçüncü kişilerin zarar
görmemesi için yetkisizlik nedeniyle sakat kabul edilmeyecektir. Bu
durumda
görünüşte memur
un yaptığı işlem geçerli olarak kabul edil-
mektedir. Yine bazı olağanüstü durumlarda bazı işlem ve eylemlerin
de zaruret nedeniyle yetkisiz kişiler tarafından yapılabileceği ve bu
kişilerin
fiilî (zarurî) memur
oldukları kabul edilmektedir. Fransız lite-
ratüründe bunlara idarenin gönüllü işbirlikçileri denmektedir.
64
Ör-
neğin 442 sayılı
Köy Kanunu
’nun 74. maddesine göre, köy muhtarı ve
ihtiyar meclisi, mahsul zamanlarında çapulcular ve eşkıya türemiş
ise yağmadan köy halkını korumak için köylünün eli silâh tutanların-
dan, lüzumu kadarını
gönüllü korucu
ayırarak bunların isimlerini bir
kâğıda yazıp kaymakama götürür. Kaymakamın müsaadesi olursa,
bu gönüllü korucular, asıl korucularla beraber yağmacılara ve eşkı-
yaya karşı köy ve köylüyü korurlar. Devletle organik bir ilişki içinde
bulunmayan gönüllü korucuların faaliyetleri sırasında hak ihlâlinin
gerçekleşmesi durumunda, bunların eylemlerinin devlete atfedilebil-
mesi mümkün olacaktır. Zira Köy Kanunu ile kendilerine kamu yetki-
leri tanınmıştır. Bu gibi durumlarda devletin öncelikli sorumluluğu,
gözetim ve denetim eksikliğinden kaynaklanan bir ihmal sorumlu-
luğu değildir. Söz konusu faaliyetler doğrudan devlete atfedilebil-
melidir. Dolayısıyla fiilî memurların eylemlerinin de devlete atfedi-
lebilmesi mümkün olduğu için, bunların temel hak ve özgürlüklerin
ihlâline yol açan faaliyetlerinden dolayı bireysel başvuru yoluna gidi-
lebilmesi mümkün olmalıdır.
Ankara, 2005, s. 166-167. Taslak Maddelerin 5. maddesine göre, 4. madde uyarınca
devlet organı olmayan, ancak kamu gücü unsurlarını kullanma yetkisi o devle-
tin hukuku tarafından kendilerine verilmiş kişi ya da birimlerin tasarrufları, ilgili
olayda bu nitelikte davrandıkları sürece, uluslararası hukuka göre devletin eyle-
mi olarak kabul edilir.
64
Gözler/Kaplan, s. 307-308; A. Şeref Gözübüyük, Yönetsel Yargı, 24. Bası, Turhan
Kitabevi, Ankara, 2006, s. 213-214