

251
TBB Dergisi 2017 (128)
Şafak PARLAK BÖRÜ
2. Farklı Yönleri
İnançlı işlem ve nam-ı müstearı her zaman kesin çizgilerle ayır-
mak mümkün olmadığından örnek üzerinden konuyu irdelemeyi
uygun görüyoruz. Örneğin, A sahip olduğu taşınmazını B’ye satmak
istemekte ancak özel bir nedenle isminin gizli kalmasını tercih ettiğin-
den, bu hukuki işlemi kendi hesabına C’ye yaptırmaktadır. Böyle bir
durumda, nam-ı müstear kullanılarak ulaşılmak istenen amaca, A ve
C arasında yapılacak bir inançlı işlem ile de ulaşılabilir. Bunun yanın-
da doktrinde bir görüşe göre
76
, nam-ı müstear ilişkisini karşı tarafın,
yani örnekte B’nin bilmesi halinde “şahısta muvazaa” söz konusu ola-
caktır.
İnançlı işlemlerde inanılan, üçüncü kişiden devraldığı malın veya
hakkın sahibi olur ve kararlaştırılan amaç gerçekleştiğinde ya da süre
geçtiğinde o malı veya hakkı iade eder. Nam-ı müstear ise üçüncü kişi-
den devraldığı mal veya hakkı zaman geçirmeden adına hareket ettiği
esas hak sahibine geçirmek zorundadır.
77
Nam-ı müstearla yapılan iş-
lemlerde dolaylı temsili içeren bir vekâlet ilişkisi mevcuttur.
78
Sonuç olarak, nam-ı müstear Türk-İsviçre hukukunda somut ola-
yın özellikleri çerçevesinde, taraf muvazaası, inançlı işlem ya da dolay-
lı temsil ile ilgili uygulanabilecek kanun hükümlerine tabi olacaktır.
79
C. Dolaylı Temsil ve İnançlı İşlem
1. Benzer Yönleri
Devir işlemi inançlı işlemin bir unsuru olarak inanç konusu hak
ya da malvarlığı değerinin inanılanın malvarlığına kazandırılmasını
ifade etmektedir. Bu kazandırma doğrudan doğruya inanan tarafın-
dan yapılabileceği gibi, yani inanç konusu inananın malvarlığından
inanılanın malvarlığına geçebileceği gibi, üçüncü bir kişinin malvar-
lığından yani dolaylı olarak da inanılanın malvarlığına geçebilir. Bu
gibi durumlarda inançlı işlemler ile temsil işlemlerini birbirinden
ayırmanın kolay olmadığı ifade edilmektedir.
80
76
Eren, s. 387-388.
77
Özkaya s.994; Uygur, s.195.
78
Sirmen, s.327.
79
Uygur, s.196; Yavuz, s.84; Özkaya s. 993.
80
Özsunay, s.236.