Previous Page  262 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 262 / 545 Next Page
Page Background

261

TBB Dergisi 2017 (128)

Şafak PARLAK BÖRÜ

rınca inanılan kişi mülkiyet hakkının verdiği tüm yetki ve yükümlü-

lüklere sahip olur, üçüncü kişilere karşı mülkiyet hakkından doğan

tüm tasarruflarda bulunabilir. Üçüncü kişiler kendilerine hak devrede-

nin aslında inançlı mülkiyet esasları çerçevesinde hak sahibi olduğunu

bilseler bile durum değişmeyecektir. Ancak tekrar vurgulamak gerekir

ki, üçüncü kişiye yapılan devir muvazaalı bir işleme dayanmakta ise,

muvazaa iddiası ile üçüncü kişiye karşı dava açmak mümkündür.

120

İnanılanın borçları açısından öncelikle aradaki anlaşmanın hü-

kümleri uygulanacaktır. Eğer anlaşmada açık hüküm yok ise, değine-

ceğimiz üzere rehin ve vekâlet hükümlerinin kıyas yolu ile uygulan-

ması yoluna gidilir.

121

Mülkiyet teminat amaçlı devredildiğinden hakkın da teminat

amaçlı kullanılması gerekmektedir. İnanılan teminat altına alınan

alacağın vadesi gelmeden önce malı devretmemek ve iyi bir idarenin

gerektirdiği işlemleri yapmak zorundadır. Aksi halde TMK. md.945

hükmü kıyasen uygulanmak suretiyle inanılanın oluşan zararı taz-

minle yükümlü olacağını söylemek mümkündür.

122

İnanılan alacağı ödenmediği takdirde alacağını teminattan alma

hakkına sahiptir. Bu hak teminatın paraya çevrilmesi yoluyla olmakla

birlikte, paraya çevirmenin nasıl olacağını taraflar kararlaştırmışsa bu

prosedüre uyulur. Nasıl bir yol seçilirse seçilsin, önemli olan nokta

teminatın borcu aşan kısmının inanana iade edilmesi gerekliliğidir.

Alacak ödendiği takdirde ise inanılanın teminat konusunu iade

yükümlülüğü doğar. Burada iade bir borç olarak doğmakta, teminat

konusu malın mülkiyetinin otomatik olarak geri dönmesi söz konusu

olmamaktadır.

123

B.İnanan Bakımından

İnanan yaptığı tasarrufi işlemle birlikte mal üzerindeki aynî hak-

120

Bkz. yuk.§3,III A,2.

121

Bkz. Oktay Özdemir, s. 676 vd.

122

Oktay Özdemir, s. 680.

123

Doktrinde Serozan konuyu taşınırlar bakımından ele almış; tarafların teminat al-

tına alınan şeyin mülkiyetinin bozucu şarta bağlı olarak geçeceğine dair anlaşma

yapabileceklerini, böylece alacak ödenince mülkiyetin kendiliğinden inanana ge-

çebileceğini ifade etmiştir, Serozan, s.1011-1012.