

265
TBB Dergisi 2017 (128)
Şafak PARLAK BÖRÜ
B. Devrin Sınırlı Sayı (Numerus Clausus) İlkesi Bakımından
Değerlendirilmesi
Mülkiyetin teminat amacıyla devrinin aynî hakların sınırlı sayıda
olması ilkesine aykırılık teşkil edip etmediği konusunda da doktrin-
de farklı görüşler mevcuttur. Bizim de paylaştığımız, genel kabul gö-
ren görüş
138
çerçevesinde, yasa koyucunun rehin tiplerini sınırlamak
istediği ve bu anlamda rehin tiplerinin sınırlı sayıda olduğu (MK.
md.850 gereği taşınmazlar için ipotek, ipotekli borç senedi, irat senedi
ve TMK. md.939 gereği menkul rehini); yoksa bunun dışında teminat
amacına yönelik diğer işlemlerin gerçekleştirilmesinin de mümkün
olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle rehin tiplerinin sınırlı sayıda
olması kuralı işlemlerin geçerliliğini etkilemeyecektir. Aynî haklarda
geçerli olan “numerus clausus” ilkesi gereğince taraflar başka bir re-
hin türü ihdas edemez veya kanunda mevcut rehin türlerinin içeriğini
değiştiremezlerse de, aynı amaca ulaşmayı sağlayacak başka hukuki
işlemler yapmayı tercih edebilirler.
VI. Hüküm ve Sonuçları
İnançlı işlemler tarafların, özellikle de inananın inancına dayandı-
ğı için inanılan inanç konusunu özenle saklama ve kullanma yüküm-
lülüğü altındadır. İnanç konusu ister idare, ister teminat veya başka
bir amaca yönelik inançlı işlemle devredilmiş olsun, inanılanın bu yü-
kümlülüğü değişmez. Kendisine yapılan inançlı kazandırma ile inanı-
lan inanç konusu hakkın sahibi ya da şeyin maliki olmuşsa da, inanç
anlaşmasına aykırı davrandığında TBK md. 112 (EBK md.96) uyarınca
sorumlu olacaktır.
139
İnanılan inançlı kazandırma ile inanç konusu malın maliki oldu-
ğundan malik sıfatının verdiği tüm yetkileri kullanabilecek durumda-
dır. Hatta bu hakkını inançlı işlem sona erinceye kadar inanana karşı
da ileri sürebilecektir. İnanılan kişinin iflas etmesi ya da aleyhine bir
cebri icra takibi yapılması halinde; inanılan tam hak iktisabı teorisi
nedeniyle malın tam anlamıyla sahibi olduğu için, inanan iflas halin-
138
Oktay Özdemir, s. 671; Öztürk, s. 124; Haluk Nomer, Vefa Hakkı, İstanbul 1992, s.
37-38; ayrıca bkz. Erden Kuntalp, ‘Teminat Kavramı, Teminat Türleri ve Bunlardan
Doğan Sorumluluk’, Reha Poroy’a Armağan, İstanbul 1995, s. 286-287.
139
Bkz. Günel, s. 87; Özkaya, s. 54; Uygur, s. 202.