Previous Page  323 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 323 / 545 Next Page
Page Background

322

Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi Oranının Sözleşme Eliyle Bankaların İnisiyatifine ...

da krediyi kapatma imkânı verileceğini savunmak da

35

belirli süreli

sözleşmeler açısından sözleşme özgürlüğünün kâğıt üzerinde bırakıl-

ması sonucunu doğurur. Zira kredi, kural olarak zaten kredi ihtiyacı

için çekilir. Tüm sektörde faiz artırımı yapıldığında, başka bir banka-

dan kredi çekip mevcut borcu kapatmak da fiilen imkansızdır. Aynı

şekilde temerrüde düşen bir borçlunun banka tarafından çok yüksek

oranlı bir temerrüt faizi ile karşı karşıya kaldığı anda, mütemerrit sıfatı

ile başka bir bankadan kredi bulması ihtimali de sıfıra yakındır. Do-

layısıyla sözleşme eliyle temerrüt faizini belirleme yetkisinin alacaklı

bankaya bırakılması, sözleşme özgürlüğünün kullanımı değil bilakis

kısıtlanmasıdır.

3. Sözleşmeyle Bağlılık İlkesi Açısından Değerlendirme

Sözleşmeyle bağlılık ilkesi, klasik liberalizmin sözleşme özgürlü-

ğü anlayışının bir sonucudur. Temelinde kişilerin irade özgürlüğüne

sahip oldukları tezi yatmaktadır. Bu anlayış yukarıda da belirtildiği

üzere 19. yüzyıldan itibaren terk edilmeye başlanmış ise de,

36

Yargı-

tay 19. Hukuk Dairesi 1990’lı yıllardaki kararlarında, bankanın genel

kredi sözleşmesi ile tek taraflı faiz artırım hakkına sahip kılınmasının

(TBK md 26 ve 27’nin o dönem karşılığı olan

37

) 818 sayılı mülga Borçlar

Kanunu’nun 19 ve 20. maddelerine aykırı olmadığı yargısına varmıştır.

Gerekçe olarak ise bankaya tanınan hakkın sözleşmede yer almasını

35

Kayar, s. 11. Bu tür hükümlerin artıştan müşterinin derhal haberdar edilmesi ve

sözleşmeyi fesih imkânı tanınması kaydıyla geçersiz kabul edilmemesi gerekir:

Atamer, Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, s. 243

36

Nagehan Kırkbeşoğlu, Kısmi Hükümsüzlük, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2011, s. 20

37

Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun (BK) yürürlükte olduğu dönemde, tartışma-

nın zemini, emredici kurallara, ahlaka, kamu düzenine ve kişi haklarına aykırılık

içermediği sürece sözleşme içeriğinin serbestçe belirlenebileceğini düzenleyen BK

md 19 (Bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbeste tayin

olunabilir. Kanunun kat’i surette emreylediği hukuki kaidelere veya kanuna mu-

halefet; ahlaka (adaba) veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik

haklara mugayir bulunmadıkça, iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir) ve

ahlaka aykırı sözleşmelerin batıl olduğunu düzenleyen BK md 20 (Bir akdin mev-

zuu gayri mümkün veya gayri muhik yahut ahlaka (adaba) mugayir olursa o akit

batıldır. Akdin muhtevi olduğu şartlardan bir kısmının butlanı akdi iptal etme-

yip yalnız şart, lağvolur. Fakat bunlar olmaksızın akdin yapılmayacağı meczum

bulunduğu takdirde, akitler tamamıyla batıl addolunur) hükümleriydi. BK 19 ve

20. maddelerinin TBK’daki karşılığı ise md 26 ve 27 olmuştur. TBK md 26 sadece

sözleşme özgürlüğünü düzenlerken, kesin hükümsüzlük başlığını taşıyan md 27,

BK md 19 ve 20’de yer alan butlan hallerini tek bir maddede vazetmiştir.