

323
TBB Dergisi 2017 (128)
Barış BAHÇECİ
göstermiştir.
38
19. Hukuk Dairesinin bu yaklaşımı çalışmamıza konu
temerrüt faizinin banka tarafından temerrüt tarihinde uygulanan faiz
oranına endeksli olarak belirlenmesi halinde de geçerli olup, sözleşme-
de böyle bir hüküm olması hukuka uygunluk açısından yeterli kabul
edilmektedir.
39
Aynı yaklaşıma hukuk yazınında da rastlanılmakta,
38
“Davacı bankaya sözleşmenin 6/a maddesinde faiz oranını artırma yetkisi veril-
miş, banka da bu yetkiye dayanarak kredi faiz oranını 25.1.1994 tarihinde % 96’ya,
27.1.1994-2.2.1994 arası dönemde % 110’a, 2.2.1994 tarihinde % 140’a,10.2.1994
tarihinde % 150’ye, 1.4.1994 tarihinde % 250’ye yükseltmiş ve yaptığı bu artış-
ları davacıya bildirmiştir. Davacının bu işleminde TTK.nun 94 ve 8. maddeleri-
ne aykırılık yoktur. (…) Davacı, kısa sürelerle faiz oranının artırılarak % 250’ye
çıkarıldığını bu oranın fahiş olduğunu bu nedenle uygulanamayacağını da ileri
sürmüştür. Davacı ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinin 6.
maddesine göre, artan faiz oranlarının uygulanacağı davacının kabulünde oldu-
ğundan bu durum BK.nun 19 ve 20. maddelerine aykırılık teşkil etmez.” Yargıtay
19. HD., E. 1996/6, K. 1996/2976, T. 26.3.1996 “Davacılar davalı banka tarafından
faiz oranlarının fahiş olarak artırıldığını ileri sürmüşler, bilirkişi kurulu da faiz
oranına ilişkin artışı BK’nun 19. ve 20. maddeleri ile MK’nun 2. maddesine aykırı
bulmuşlardır. Taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde artan faiz oranla-
rının uygulanacağı kabul edildiğinden bu durum BK’nun 19. ve 20. maddelerine
aykırılık teşkil etmez.” Yargıtay 19. HD., E. 1997/5007 K. 1997/9024 T. 30.10.1997
39
“Mahkemece davacı bankanın dosyaya sunulan 6.11.2001 tarihli faiz uygulaması
ile ilgili sirkülerine dayanılarak temerrüt faiz oranı belirlenmiştir. Oysa davalının
27.9.2001 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmaktadır. Temerrüt tarihi itibariy-
le davacı bankanın faiz uygulamasını gösterir listeler ibraz edilmemiştir. Bu du-
rumda mahkemece taraflar arasında düzenlenen süper hesap taahhütnamesinin
9. maddesi uyarınca temerrüt tarihindeki temerrüt faiz oranı belirlenip uygun
sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme
neticesinde yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.” Yargıtay
19. HD., E. 2004/13404, K. 2005/9144, T. 27.9.2005. “Taraflar arasındaki uyuşmaz-
lık kredili Mevduat Taahhütnamesi uyarınca oluşan davacı alacağının tahsili için
girişilen takibe davalının itirazının iptaline ilişkindir. Dava konusu kredi sözleş-
mesinin 10. maddesinde temerrüt faiz oranının, davacı bankaca en yüksek faiz
uygulanan kredi türünün faiz oranının % 50 artırımı suretiyle belirleneceği öngö-
rülmüştür. Bu durumda mahkemece, davacı bankanın talep etmekte haklı olduğu
temerrüt faizinin anılan sözleşme hükmü çerçevesinde tespiti hususunda araştır-
ma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı
şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi.” Yargıtay 19. HD., E. 2002/257, K.
2003/2147, T. 13.3.2003. “Genel kredi sözleşmesinin 39.maddesinde “...genel kredi
sözleşmesinden doğan borçlarının tamamını gününde ödemediği takdirde, bun-
ları bankaya ödeyeceği tarihe kadar geçecek günler için yetkili mercilerce veya
bankaca belirlenmiş kısa, orta veya uzun vadeli en yüksek genel kredi faiz oranına
veya ileride artırıldığı takdirde bunlardan en yüksek kredi faiz oranına 30 puan
ilave edilmek suretiyle bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi ödemeyi ka-
bul eder...”hükmü yer almakta olup, sözleşmede temerrüt faiz oranı da kararlaş-
tırılmamıştır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davacı bankaca ibraz
edilen faiz genelgesinde belirlenen temerrüt faiz oranı dikkate alınarak hesaplama
yapılmıştır. Kredi sözleşmesinin anılan madde hükmü gözetilerek temerrüt faizi
oranının tespit edilmemesi doğru olmadığı gibi” Yargıtay 19. HD., E. 2010/3336