

329
TBB Dergisi 2017 (128)
Barış BAHÇECİ
Kanımızca hukuk disiplini açısından, ahlak kavramının “asla
farklı ideolojik, dini, siyasi ya da ayırımcı birtakım eğilimlere para-
lel kullanılamayacak ya da yorumlanamayacak bir kavram”
54
olduğu
görüşü en baştan reddedilmelidir. Bilakis, ahlak ya da genel ahlakın
içeriği ideolojik, dini ve sosyal bakış açısına göre belirlenir ki, bu göre-
celik hali kaçınılmaz ve doğal bir sonuçtur. Nitekim hukuk yazınında
yaygın olarak rastlandığı şekliyle genel ahlakın sadece cinsel hayata
ilişkin çağrışımlar yapması ve sadece cinsel hayatla ilgili örneklerle
karşılanması dahi tek başına bu göreceliliğin ispatıdır. Bu nedenle ke-
sin çizgilerle belirlenemeyen ve objektif olarak kullanılması güç içeri-
ğe sahip ahlaka aykırılık kavramının ortalama bireyin ahlak anlayı-
şından sapan her sözleşmenin denetlenmesi değil, asgari düzeyde etik
bir standardın korunması görüşünün
55
doğru olduğu kanısındayız.
Nitekim tanımda bahsi geçen ortalama insanın kim olduğu, kimin
tarafından belirlendiği, orta düzeyde zekaya sahip makul insan ölçü-
tünün objektifliği ile ilgili belirsizlik, hukuksal bir kullanımı daha da
zorlaştırır. Aynı doğrultuda bu ölçütün sözleşmeye çok geniş bir sınır
çizdiği, sadece tarafların anlaşmalarına izin verilmeyen uç noktaları
belirlediğini kabul etmek,
56
(ölçütün görece niteliği ve hukuk güven-
liğinin ihlal edilmesi riski de dikkate alındığında) daha makuldür.
Dolayısıyla göreceli bir ahlak kavramını, orta zekâ, makuliyet gibi tar-
tışmaya daha da açık kavramlarla belirsizleştirmek yerine hukukun
genel ilkeleri ve anayasal değerler gibi hukuksal altyapıya sahip bir
içerikle belirlemek kanımızca daha makuldür.
Ne var ki, ahlaka aykırılık kavramının kullanımı, uygulamada
genel ve ortak bir zemine oturmamakta, Yargıtay uygulaması da bu
ğil, ancak ahlaka uygun olmayabilir. Ahlak kuralları, hukuk kurallarından farklı
olarak yazılı olmayan kurallardır. Toplumun değer yargıları ve ahlak anlayışı bir
davranışın ahlaka uygun olup olmadığını tayin eder. Bu nedenle, ahlak kuralları
zamandan zamana, toplumdan topluma hatta yöreden yöreye değişirler. Sözleş-
menin ahlaka aykırı olup olmadığı, toplumun ahlak anlayışı göz önünde tutul-
mak suretiyle belirlenebilir Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hüküm-
ler, 15.Baskı, Ankara, 2012. s.95” Yargıtay HGK, E. 2012/11-1601, K. 2013/752, T.
22.5.2013. Ahlaka aykırılıktan kastedilen ise topluma mal olmuş ahlak kuralları-
dır. Normal zekâya sahip, dürüst, aklı başında kişilerin ahlak anlayışının kabul
edilmesi gerekir başlık parası gibi çağ dışı gelenekler ahlaka aykırılık nedeniyle
geçersiz sayılmalıdır. Oğuzman/Öz, s 85 dn 132. Hatemi, s 311
54
Ateş, s.3
55
Atamer, Tacirlerin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması, s.27
56
Atamer, Genel İşlem Şartlarının Denetlenmesi, s.160