Previous Page  331 / 545 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 331 / 545 Next Page
Page Background

330

Ticari Kredilerde Temerrüt Faizi Oranının Sözleşme Eliyle Bankaların İnisiyatifine ...

konuda belirli çıkarımlar yapmayı güçleştirmektedir. Örneğin, tacirler

arası cezai şartın fahiş olması halinde bu hükmün

(“Tacir sıfatını haiz

bir borçlu, Borçlar Kanununun 104 üncü maddesinin 2 nci fıkrasiyle 161 inci

maddesinin 3 üncü fıkrasında ve 409 uncu maddesinde yazılı hallerde, fahiş

olduğu iddiasiyle bir ücret veya cezanın indirilmesini mahkemeden istiyemez”

hükmünü havi TTK md 24’e rağmen) BK md 20’ye göre ahlaka aykırı

ve batıl sayılması kabul edilmektedir.

57

Buna karşın konusu suç teşkil

eden sözleşmelerin konusundan bağımsız olarak aynı zamanda ahla-

ka aykırı olduğu yargısı

58

gayet somuttur. Bunun yanında işçinin işten

ayrılması halinde aynı sektörde çalışmasını yasaklayan ve cezai şarta

bağlayan sözleşmeler, kelepçeleme sözleşmesi olarak tanımlanmakta

ve ahlaka aykırılık yanında BK md 19 ve 20’de yer alan diğer nedenler-

le beraber ve aynı anda kullanılmakta,

59

bu durum ahlaka aykırılıkla

diğer kavramlar arasındaki ilişkiyi ve birbirlerinden farkını tanımla-

mayı güçleştirmektedir.

Öğretide özellikle ekonomik özgürlükleri sınırlandıran sözleş-

melerin sözleşme ile taahhütte bulunan kişinin ekonomik özgürlü-

57

Atamer, Tacirlerin Genel İşlem Şartlarına Karşı Korunması, s. 28. “Borçlar

Kanunu’nun 161/III. maddesi hükmü gereğince hâkim “fahiş” gördüğü cezaları

tenkis ile mükellef ise de, kural olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 24. maddesi uya-

rınca tacir olan taraflar cezanın fahiş olduğundan bahisle tenkisini isteyemezler.

Ancak istisnai olarak kararlaştırılan cezanın tacir olan borçlunun iktisaden mah-

vına neden olacak derecede ağır ve yüksek olması halinde Borçlar Kanunu’nun

20. maddesi gereğince adap ve ahlaka aykırı sayılarak tamamen veya kısmen ip-

tali mümkündür. Nitekim bu husus Yargıtay’ın kararlılık gösteren içtihatlarıyla

da benimsenmiştir ( HGK’nın 20.03.1974 gün 1970/T-1053 Esas 1974/222 Karar

sayılı, 11. Hukuk Dairesi’nin 15.06.1982 gün 1982-2887 E.K. sayılı, Dairemizin

24.06.1992 gün 1992/5216 Esas, 1992/3281 Karar sayılı, Dairemizin 05.10.1999

gün 1999/1865 Esas, 1999/3481 Karar sayılı, 19. Hukuk Dairesi’nin 18.05.2005 gün

2004/9148 Esas 2005/5709 Karar sayılı ilamları ). Yargıtay 15. HD., E. 2009/1814,

K. 2010/1643, T. 23.3.2010

58

“Tefeciliğe konu olan sözleşmenin, mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun m.19/II,

20/I. maddeleri kapsamında kanuna ve bu arada ahlaka aykırı olduğu konusun-

da kuşku ve duraksama bulunmamaktadır.” Yargıtay HGK, E. 2013/19-1362, K.

2015/826, T. 18.2.2015

59

“Anayasa’nın 48. maddesi uyarınca herkes çalışma hürriyetine sahip olup uyuş-

mazlığa uygulanması gereken 818 sayılı Kanun’un 19, 20, 155, 161 ve TMK’nın

23. maddeleri karşısında davalının sözleşmenin sona ermesinden sonra 3 yıl süre

ile aynı alanda faaliyet gösteren bir başka şirkette hiçbir görevde çalışamaması

bir rekabet etmeme koşulu değil, kelepçeleme sözleşmesi niteliğinde olup, dava-

lının ekonomik özgürlüğünü kısıtlayan bir hükümdür. Dolayısıyla buna dayalı

cezai şart koşulu da geçersizdir.” Yargıtay 11. HD., E. 2014/6520, K. 2014/12577,

T. 1.7.2014