Previous Page  293 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 293 / 405 Next Page
Page Background

292

AB Yasama Tasarruflarına Karşı Birey Haklarını Koruma Mekanizması

çerçevesinde ihdas ettiği 16 Eylül 2009 tarihli ve 6 Eylül

2011 tarihli,

1007/2009 sayılı fok balığı ürünlerinin ticaretine ilişkin tüzük aley-

hine açılan bireysel iptal davasında vermiş olduğu kararında litera-

türde kimi yazarlar tarafından temsil edilen, 263.madde, 3.fıkrasında

yer alan tüzük karakterli tasarrufların AB’nin yasama tasarrufları

olarak mütalâa edilemeyeceğini benimseyen dar yorum yaklaşımını

kabul etmiş ve

9

bunun sonucu olarak da bireysel iptal davasını caiz

bulmayarak reddetmiştir. Mahkemenin kararına göre davacıların bu

davada söz konusu tüzüğün yasama tasarrufu teşkil etmesi nedeniyle

AB’nin çalışma usulleri hakkındaki anlaşmanın 263.madde, 3.fıkra-

sına istinaden iptal davası açması mümkün değildir. Bunun dışında

263. madde, 3. fıkrada öngörülen diğer olasılığa istinaden de davacıla-

rın doğrudan etkilenme kriterini yerine getirmemeleri ve

iptal davası

konusu tüzükten Plaumann formülündeki bireysel etkilenme krite-

rini gerçekleştirmemeleri nedeniyle dava açma yetkisini kullanması

mümkün değildir (krşt.: EuG, Rs. T-18/10, Rn.87-93). İlk derece mahke-

mesinin verdiği bu karar üzerine AB’nin çalışma usulleri hakkındaki

anlaşmanın 256. madde, 1. fıkrası ve Divan statüsünün 56.maddesine

istinaden davacılar Divan nezdinde dört gerekçe ışığında temyiz baş-

vurusu yapmıştır. Yapılan temyiz başvurusunda birinci gerekçe ola-

rak mahkemenin 263. maddenin yorum ve uygulanması bağlamında

çok sayıda hukuki hata yaptığı iddia edilmiştir. İkinci gerekçe olarak,

mahkemenin gerekçelendirme yükümlülüğünün yerine getirmediği

ileri sürülmüştür. Üçüncü gerekçe olarak, mahkemenin Temel Haklar

Şartı’nın 47. madde ve AİHK’nun 6 ve 13. maddelerini dikkate almadığı

iddia edilmiştir. Dördüncü gerekçe olarak da mahkemenin kanıtları

manipüle ettiği ileri sürülmüştür. Bu gerekçelerle bağlantılı olarak ka-

nun sözcüsü Kokott yaptığı değerlendirme sonucunda yaptığı nihai

talepte yasama tasarruflarının AB’nin çalışma usulleri hakkındaki an-

laşmanın 263. madde, 3. fıkrasında öngörülen tüzük karakterli yasama

tasarruflarının kapsamında mütalâa edilemeyeceğini ve tüm ileri sü-

rülen gerekçelerin mesnetsiz olduğunu açıkça dile getirerek ilk derece

mahkemesinin görüşüne katılmış ve Divana temyiz talebinin redde-

dilmesi önerisi yapmıştır. Divan, kanun sözcüsünün önerisine 3 Ekim

9

krşt.: EuG, Rs. T-18/10 (Inuit Tapiriit Kanatami u.a./Europäisches Parlament und

Rat der EU, Slg.2011, II-5599, Rn.56