

362
Güçlü Bir Hukuk Devleti için Etik, Demokratik, Laik Eğitim Sistemi ve Eğitim Hukuku
layışı geliştirilmelidir.
37
Öte taraftan Bergson için bilinç, kendimize ait
farkındalığımızı yükseltmekte, ancak zaman ve mekan içinde anlam
kazandığı için bazen bizi yanıltabilmektedir. İnsanın içinden gelen bir
düşünme eylemi olan ‘sezgi’, bilinç ile birlikte hareket ettiğinde, yaratı-
cılığımızı ve anlama gücümüzü artırmaktadır. Ona göre, ‘doğru’ olanı,
zekâ ya da bilinçle birlikte yola çıkan ama ondan daha üstün bir şey
olan ‘sezgi’ ile anlamlandırabilmekteyiz.
38
O halde, Bergson, ‘doğru ye-
tiştirme’ kavramını, ‘özsel ben’ imizin gerçek dünyayı algılayabilmesi
için, özgür bırakılması olarak ele almaktadır.
İslam felsefesi açısından, insan nefsinin güzel ve övgüye değer bir
yapı kazanması ‘doğru’ olanı eylemesine bağlıdır. İbn-i Sina ve Tusi’
ye göre insan aklı, kendi nefsinin işlevleri hakkında düşünme kuvve-
sine doğuştan sahiptir. Teorik akıl, kendi üstündeki prensiple irtibat
kurarak ve ondan istifade ederek ‘doğru’ olanı bulmakta, pratik akıl
ise ‘cüzi irade’ yle bedeni eyleme yönlendirmektedir. Başka bir ifadey-
le, teorik alandaki nefsin yetkinleşmesi (ki bu eğitimle mümkündür),
pratik aklın bilfiil geçekleştirdiği eylemleri güzelleştirmekte, iyileştir-
mekte ve insanı mutluluğa götürmektedir. Ancak ‘mutluluk’, ayrı ayrı
her bir insana has, öznel bir değer iken, ‘doğru veya iyi’ bütün insanla-
rın yöneldiği ortak ve nesnel bir değerdir ve teorik ahlakın merkezinde
yer almaktadır.
39
Sonuç olarak Tasavvuf felsefesinde, insanı ahlaklı ol-
maya götüren yol, akli olarak ‘doğru’ yu görmek, gönül olarak ‘doğru’
yu yaşamaktan geçmektedir. Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre
gibi mutasavvıflar için Tanrı’ya ulaşmanın gizemli yolunda, ‘hoşgörü,
adalet, alçakgönüllülük’ gibi evrensel etik ilke ve değerlerin öğrenil-
mesi ve yaşama uygulanması, ‘doğru yetiştirme’ ye bağlıdır.
Eğitim hukuku açısından ‘doğru yetiştirme’, uluslararası alanda,
tüm dünya ülkeleri arasında bir işbirliğini gerektirmektedir. Nitekim
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (1950), üye devletlerarasında sıkı
bir işbirliği için, insan hakları ve temel özgürlükleri korumanın ve ge-
liştirmenin zorunlu olduğunu vurgulanmaktadır. Bu nedenle Sözleş-
37
Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, Alfa Yayınları, İstanbul 2001, ss. 23-24
38
Ayşe Eroğlu, “Henri Bergson’da Bilinç Sezgi İlişkisi”,
SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi
Sosyal Bilimler Dergisi,
Aralık 2012, Sayı 27, ss.81-102
39
Murat Demirkol, “İslam Ahlak Felsefesinde Erdem Kavramı”.
International Journal
of Science Culture and Sport
. Yıl 2014, Haziran Sayısı, s 266-283.
http://www.iscsjo-
urnal.com/adresinden 26.09.2016 erişim tarihinde alınmıştır.