Previous Page  56 / 405 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 56 / 405 Next Page
Page Background

55

TBB Dergisi 2017 (129)

Ranâ GÖKSU

kisinin düsünce veya inançlarını açıklayıp açıklamama serbestisine

sahip oldugu ileri sürülebilecek olsa da, aslında vicdanî itirazların

geçerli olarak kabul görebilmesi için bireye kanaat veya inançlarını

açıklamasından ve hattâ bunları kanıtlamasından baska bir seçenek

bırakılmamıştır. Oysa, kisilerin haklarını kullanabilmeleri için hiçbir

surette kendi inanç ve kanaatlerini bir makam önünde kanıtlama-

ları sartı getirilmemelidir. Böyle bir beklenti temel hak ve özgürlük-

lerin ruhuna aykırı olmakla birlikte, bu hak ve özgürlüklerin kulla-

nımı önünde bir engel oluşturmaktadır. Anayasa’nın 25. maddesi de

kisilerin vicdan, düsünce ve inanç özgürlügünü güvence altına alma

amacıyla getirilmis bir hükümdür. Nasıl diger hakların ve özgürlükle-

rin kullanımı için herhangi bir açıklama, ispat ya da baska bir islemin

yapılması gerekmiyor ve hattâ bu hakların tesisi devletlerin pozitif

yükümlülügü olarak kabul ediliyorsa, vicdanî ret hakkının kullanımı

için de böyle bir sorgulama mekanizmasının getirilmemesi gerekir. Bu

bağlamda, Anayasa’nın 25. maddesi, vicdanî ret beyanlarına yönelik

gerçeklestirecek sorgulamalara karsı kullanılabilecek temel bir itiraz

nedenini teskil edecektir.

Temeli inançlara veya düsüncelere dayanan bir hususun

gerçekliginin ya da samimiyetinin saptanması, düsünce ve inançların

göreceligi ve soyutlugu nedeniyle son derece tartısmaya açık ve zor

bir husustur. Eger mutlaka bir degerlendirme gerekiyorsa da bu ince-

lemenin etraflıca ve titizlikle yapılması gerekir. Bunun saglanabilmesi

için de degerlendirmeyi yapacak olan kisilerin ya da mercilerin kimler

olacağı önem kazanmaktadır. Ancak bir çekince olarak belirtilmeli-

dir ki, yapılacak incelemenin konusu nedeniyle, her ne kadar titizlikle

yapıldığı iddia edilen bir degerlendirme söz konusu olsa bile haksız-

lıkların yaşanabilecek olması ve temel hakkın kullanımı konusunda

dogabilecek sakıncaların varlığı kaçınılmazdır. Bunlara engel olmak

ve Anayasa’ya aykırı uygulamaların önüne geçmek için her Türki-

ye vatandası erkek için getirmis oldugu zorunlu askerlik hizmeti

yükümlülügünün uluslararası normlara uygun şekilde kaldırması ye-

rinde olup, sadece profesyonel askerligin kabul etmesi hakkın kullanı-

mı için uygun bir uygulama olacaktır.