Previous Page  204 / 457 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 204 / 457 Next Page
Page Background

203

TBB Dergisi 2017 (130)

Zeynep GÜDÜK

ÇK m.2’ye göre, çevrenin kirlenmesinden sorumlu olacak kişiler;

gerçek kişiler olabileceği gibi, tüzel kişiler de olabilir. Madde metninde

açıkça düzenlenmese de kamu tüzel kişileri de bu sorumluluğun kap-

samındadır. Bu bağlamda kamu tüzel kişileri de çevreyi kirletmeleri

halinde idare hukuku çerçevesinde değil, özel hukuk kuralları çerçe-

vesinde sorumlu olmalıdırlar.

58

Uygulamada da ÇK m.2 geniş yorum-

lanarak, kamu tüzel kişilerinin de kirleten olarak sorumluluklarının

bulunduğu kabul edilmiştir. Bu doğrultuda Yargıtay 4. Hukuk Daire-

si, Yatağan Termik Santrali aleyhine açılan davada, santralin çevreyi

kirletmesinden doğan zararın tazminine ilişkin davanın özel hukuk

hükümlerinin uygulanacağını, mahkemenin kendini görevli ve yetkili

bulması yönündeki kararını usul ve kanuna uygun bulmuştur.

59

Davalı Kara Yolları Genel Müdürlüğü’nün Gaziantep Kömürler

Yolu’nun kaplama işinin yapılmasını eser sözleşmesiyle diğer davalıya

verdiği, diğer davalının ise, davalı idarenin gösterdiği saha üzerinde

ve önceden tespit edilmiş projelere göre şantiye kurarak çalıştırmaya

başladığı ve taş kırma, elek tesislerinde eleme sırasında çıkan tozlar ve

bitümlü sıcak karışım sırasında meydana gelen is ve dumanlarla ta-

rım arazisi üzerinde çevreyi kirleterek davacıya zarar verdiği, zararla

ilgili olarak açılan davada Yargıtay 4. Hukuk Dairesi verdiği kararın-

da, çevre kirlenmesinden doğan sorumluluğun ağırlaştırılmış bir ob-

jektif sorumluluk olduğu ve kamu tüzel kişilerinin çevreye verdikleri

zararlardan dolayı özel hukuk hükümlerine tabi olduğu, kirlenmenin,

kamu yararı gibi kavramlardan tamamen bağımsız nitelikte olduğu,

Çevre Kanunu’nun, çevrenin kirletilmemesi hususunda uyulması ge-

reken kuralları, tüm özel ve tüzel kişileri bağlayıcı nitelikte olduğu,

58

Çakırca, s. 82; Aynı şekilde kamu tüzel kişilerinin çevre kirlenmesi sebebiyle da-

vacı olduklarında da, yargılama yeri idari yargı olmayacaktır. Yargıtay bir kara-

rında, “…Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre davada-

ki istek Çevre Hukuku yanında Türk Medeni Kanunu’nun 737. ve bu maddenin

yaptırımı olan 730. maddesine dayanılarak el atmanın önlenmesi ve bununla ilgili

gerekli önlemlerin alınmasına ilişkindir. Bu yönü itibariyle Çevre Hukukunu da

ilgilendiren Türk Medeni Kanunu’nun 737. maddesine dayanılarak açılan dava-

ların incelenme merciinin genel yargı olduğu tartışmasızdır.” ifadeleri ile davacı

veya davalı tarafın kamu tüzel kişisi olmasına bakmaksızın, çevre kirlenmesini

veya MK.m.737’yi konu alan bir davanın özel hukuk kuralları ile çözüleceği sonu-

cuna ulaşmıştır. Y. 1. HD., 21.06.2006 T., 2006/6156 E., 2006/7222 K. (Kazancı Bilgi

Bankası).

59

Ateş, s.76; Yargıtay

4.HD’

nin 04.06.1985, E.4060, K.5630 sayılı kararı için bkz. Aynı

konuya ilişkin olarak bkz. 4. HD: 04.12.2008, E. 2008/2143;K 2008/15114.