

259
TBB Dergisi 2017 (130)
Kerem ÖNCÜ
hukuk devleti kapsamında gördüğü suç ve ceza arasındaki adil dengeyi
bozduğu durumda, yasama organın da takdir yetkisi sona ermektedir.
22
Anayasa Mahkemesi’nin 17.11.2011 tarihli bir kararı, tespit etmeye
çalıştığımız soruna benzer bir konu ile ilgilidir. Mahkeme, hapis cezası
dışındaki adli para cezası veya seçenek yaptırımlar gibi adli yaptırım-
ların idari yaptırımlara nazaran daha ağır olduklarına karar vermiş,
her ikisi için kanun koyucunun aynı yaptırımı öngörmesinin suç ve
ceza arasındaki adil dengeyi bozduğuna karar vermiştir.
23
Bu durum-
da idari yaptırımın tekrarı durumunda, adli yaptırıma uygulanan
tekerrüre nazaran daha ağır tekerrür hükümlerinin uygulanması da
söz konusu adil dengeyi bozacak, 1982 Anayasası md. 2’de düzenlenen
hukuk devleti ilkesine aykırı olacaktır.
rak ele almak anlamına gelir. Bu nedenle suç ve ceza arasında adalete uygun bir
oranın bulunup bulunmadığının saptanmasında o suçun toplumda yarattığı infial
ve etki, kişiler üzerinde oluşturduğu tehlike, zarar görenin kişiliği ile ona verilen
zararın azlığı veya çokluğu, işlenme oranındaki azalma veya artış gibi faktörlerin
de dikkate alınması gerekir.”
http://www.anayasa.gov.trErişim Tarihi: 04.010.2016.
22
AYM 26.11.2002, 2001/79E, 2002/194K:
“İtiraz konusu kurala göre, mağduru rızası ile kaçıran veya alıkoyan fail onu iade
etse bile aynı ceza ile cezalandırılacak, oysa aynı maddede düzenlenen ve eyle-
min cebir, şiddet, tehdit veya hile ile gerçekleştirilmiş olan daha ağır halinde ise,
mağdurun iade edilmesine bağlı olarak daha az ceza uygulanacak ve cezanın türü
hafifleyecektir. Bu durum, hukuka ve cezalandırma ilkelerine aykırı düşmekte,
yasa koyucunun mağduru serbest bırakmayı ve faal nedameti özendirmeye yöne-
lik gerçek arzusu ile de çelişmekte ve fail bu konudaki lehe düzenlemeden yarar-
landırılmamış olmaktadır. Suç ile ceza arasında bulunması gereken adil dengeyi
bozan düzenlemeler yasa koyucunun takdir yetkisi içinde görülemeyeceğinden
hukuk devleti ilkesine aykırılık oluşturur. Bu nedenle kural, Anayasa’nın 2. mad-
desine aykırıdır. İptali gerekir.”
http://www.anayasa.gov.trErişim Tarihi: 04.010.2016.
23
AYM, 17.11.2011, 2010/115E, 2011/154K:
“Öte yandan, hapis cezası dışındaki adli yaptırımlar ile idari yaptırımlar kişi
üzerindeki etkileri bakımından değerlendirildiğinde, hapis cezası dışındaki adli
yaptırımların idari yaptırımlara göre daha ağır sonuçlarının olduğu kuşkusuzdur.
Ayrıca ihlalin niteliği, uygulayan merci ve uygulanan usul ile hukuki sonuçları
itibariyle de idari yaptırımlar ile adli yaptırımlar arasında kapsamlı farklılıklar
bulunmaktadır. Oysa yasa koyucu, iftira sonucunda mağdur hakkında konusu
suç teşkil etmeyen ve genellikle kişiye görev ve yükümlülüklerinin hatırlatılma-
sından ibaret olan idari yaptırımların uygulanması haliyle, hapis cezası dışındaki
adli yaptırımların uygulanması halini aynı ağırlıkta görerek, her iki durum için de
aynı miktarda cezalar öngörmüştür. Bu açıdan itiraz konusu fıkrada suç ile ceza
arasında bulunması gereken adil dengenin korunamadığı ve bu haliyle de adalet
duygularını zedeleyen bir durum bulunduğu açıktır.”
http://www.anayasa.gov.trErişim Tarihi: 04.010.2016.