

427
TBB Dergisi 2017 (130)
Uğur BAYILLIOĞLU
oluşturmaktadır. Demek ki “Bölge”, tüm devletlerin, kıta sahanlığı ve
münhasır ekonomik bölge alanları dışında kalan açık deniz alanla-
rının deniz yatağı ve toprak altını oluşturmaktadır. “Bölge”de yürü-
tülen faaliyetler (ki bunlar, BMDSH’nin 1/3. maddesinde, Bölge’nin
kaynaklarının araştırılması ve işletilmesine ilişkin bütün faaliyetler
olarak tanımlanmıştır), BMDHS’nin 1/2. maddesinde kısaca “Otorite”
olarak ifade edilen, Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi tarafından yü-
rütülecektir. Bu çerçevede, BMDHS’nin 136. maddesine göre, Bölge ve
kaynakları, insanlığın ortak mirası olarak kabul edilmiştir. Böylece,
BMDHS’nin 137/1. maddesine göre Bölge ve kaynakları hiçbir devletin
egemenliğine tabi kılınamayacak veya bunlar üzerinde egemen hak-
lar konusu olamayacaktır. Yine bunlar üzerinde, devletlerin veya ger-
çek veya tüzel kişilerin mülkiyet hakkı tesisi mümkün olmayacaktır.
Bölge’nin kaynakları araştırma ve işletme için Otorite’nin etkin olduğu
özel bir rejim kurulmuş ve fakat bu düzenlemeleri içeren BMDSH’nin
XI. kısmı, gelişmiş sanayici devletlerin muhalefeti üzerine, sonradan,
Otorite’nin yetkileri ve Bölge’deki kaynakların işletilmesi bağlamında,
aşağıda belirtilecek değişikliklere maruz kalmıştır. Gelişmiş sanayi-
ci devletler, bu değişikliklerle önemli kazanımlar elde etmiştir. Fakat
Hakemlik Mahkemesi inceleme konusu kararında, esas itibariyle ge-
lişmiş sanayici devletlere bir set çekmiş ve insanlığın ortak mirasını
oluşturan, Bölge’yi ve kaynaklarını, söz konusu devletlere karşı koru-
muştur.
Devletler, yukarıda belirtilen deniz alanlarına ve bu alanlardaki
hak ve yetkilere, kara ülkeleri nedeniyle sahip olurlar. Devletlerin kara
ülkeleri, ya bir anakarayı ya bir adasal yapıyı ya da her ikisini birden
içerebilir. Anakaraların sahip olacakları deniz alanları konusunda bir
sorun yoktur. Asıl tartışma konusu, adasal yapıların sahip olacakları
deniz alanlarına ilişkindir.
3) BMDHS’ye Göre Adasal Yapıların Hukuki Durumları:
Bu nedenle, kararın adasal yapıların durumlarına ilişkin kısımla-
rını incelemeye geçmeden önce bu konuda BMDHS’de yer alan temel
düzenlemelere değinmek gerekir.
BMDHS’nin 13. maddesi, cezir yüksekliğini tanımlamış ve rejimi-
ni düzenlemiştir. Buna göre: